Story cover for Son Seneler by YMuhtarCumhuriyeti
Son Seneler
  • WpView
    Reads 31
  • WpVote
    Votes 8
  • WpPart
    Parts 2
  • WpView
    Reads 31
  • WpVote
    Votes 8
  • WpPart
    Parts 2
Ongoing, First published Oct 15
1 new part
''Devasa makinelerin ve sanayinin çağında romantizm ölüdür.'' 

1890'lı yıllar, insanlığın daha önceleri hayal bile edemeyeceği yenilikleri bir anda getirmişti. Yeni gelişen makinelerin, enerji kaynaklarının ve hatta canlı bilimindeki ilerlemelerin ademoğluna hayal ettikleri sulhu sonunda getireceği düşünülüyordu. Tek getirdiği şeyse her zamankinden daha korkunç icatlar, silahlar ve savaşlardı...

Oğuz, geçmişinden kaçmak için Anadolu'ya gitmiş bir gençtir. Aynı gün içerisinde köylüler tarafından linç edilmeye çalışılmış, bir üç kağıtçı ile karşılaşmış ve alaşağı edilmiştir. Hiçbir şey daha da kötü olamaz derken gökten bir pilotun düştüğüne şahit olur. Pilot, tüm İmparatorluğun kaderinin kendi elinde olduğunu iddia etmektedir...

''Bana Mehmed deyin.''











Başta Iron Harvest oyunu Leviathan kitapları gibi medya öğelerinden esinlenerek tamamen hobi amaçlı yazdığım bir kitaptır. Yorumlarınızı ve fikirlerinizi yazarsanız çok mutlu olurum.
All Rights Reserved
Sign up to add Son Seneler to your library and receive updates
or
#670savaş
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Şafağın Şarkısı cover
Beyaz Leke (OrGül) cover
FNaF Fanfic Klişeleri ~ cover
Ninjago - TR cover
Cariye'nin İkinci Hayatı cover
Fareler ve Insanlar cover
Kara Peçe cover
Tünelden Önceki BEYAZ EV (Işıl Işık) cover
Kalbin zehri cover
Sen Kaç Kere Öldün? -/short story/ cover

Şafağın Şarkısı

32 parts Ongoing

Kanlı Ay'ın yükseldiği gece, Banu gözlerini kapattığında kendi yatağındaydı... Ama açtığında kendini keçeden bir çadırın içinde, kürklerle örtülmüş bir yatakta buldu. Artık o Banu değildi. Xiango Devleti'nin prensesi Sayina'ydı. Yüzlerce çadırın arasında, ihanete uğramış, ailesi katledilmiş, kendi hayatı için bile mücadele etmek zorunda olan bir prenses... Onu bekleyen iki ölümcül sınav vardı: Önce, onu öldürmeye çalışan amcası Karaçay Kağan ile yüzleşmek. Sonra ise, zorla evlendirildiği, acımasızlığıyla ün salmış düşman general Han Ruo'nun karısı olmak. Modern çağdan gelmiş sıradan bir kadın, entrikaların, kanlı savaşların ve ihanetiyle ünlü bir çağda, kimsesiz bir prenses olarak hayatta kalabilecek miydi? Peki ya aşk? Kan ve nefretle yoğrulmuş bu dünyada, kalbinin gerçek sahibini bulsa bile ona güvenebilir miydi?