''Ne... Ne anlaşması?'' diye fısıldadım, sesim güçsüzdü. ''Ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Nasıl böyle bir şeye razı olabilirim?''
Aras'ın dudaklarının kenarı alaycı bir şekilde kıvrıldı. ''Razı olacaksın. Çünkü başka seçeneğin yok. Bu, senin için de benim için de en iyi çözüm. Ve unutma, bu evlilik, planlandığı tarihte gerçekleşecek. Senin hafızan olsun ya da olmasın, bu değişmeyecek.'' Sözleri, bir jilet gibi keskindi.
Bir adım daha yaklaştı. Aramızdaki mesafe tamamen kapandığında, ani bir hareketle elini uzattı ve çenemi sertçe tuttu. Parmakları, kemiklerimi ezermişçesine sıkıca tuttu. Acıyla inledim, gözlerim istemsizce doldu. Bakışları, karanlık ve tehditkardı.
''Anlaşıldı mı?'' diye tısladı, sesi boğuk ve öfke doluydu. ''Bu bir oyun değil, Duru. Senin o masum, hiçbir şey hatırlamayan hallerin beni ilgilendirmiyor. Bu evlilik olacak. Sen de buna uyum sağlayacaksın. İster iste ister isteme.''
17/10/2025