Story cover for Günah kadar iyi by ilaydabozka
Günah kadar iyi
  • WpView
    Reads 19
  • WpVote
    Votes 3
  • WpPart
    Parts 2
  • WpView
    Reads 19
  • WpVote
    Votes 3
  • WpPart
    Parts 2
Ongoing, First published Oct 17
Mature
En merak ettiğim, ise ben üvey abime nasıl? aşık oldum.
All Rights Reserved
Sign up to add Günah kadar iyi to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
SERPENÇE by beyzbooks
14 parts Ongoing
"Şehrin sahibiydi. Aren Sergei Markov." "Onun eli, benim cehennemim." Lina Aslan, Tuna ile ilişkisinde giderek daha derin sorunlarla karşılaşır. Tuna, uyuşturucunun karanlık ve kontrolsüz bataklığına saplandıkça öfkesini kaybeder, ilişkilerini yıpratır. Lina, bir gün Tuna'yı uyarmak ve konuşmak için yemeğe davet eder. Yemekte Tuna yeniden kriz geçirir, öfkesine yenik düşerek Lina'ya tokat atar. Tam o anda, Yeraltı dünyasının en güçlü ve korkulan figürlerinden biri, şehrin gerçek sahibi Aren Sergei Markov içeri adım atar. Aren, acımasız bir kararlılıkla Tuna'nın elinden Lina'yı kurtarır, gözünü kırpmadan Tuna'yı vurur. Lina, ilk kez gerçek bir güven duygusunu hissederken, bu güven kısa sürer. Aren'in düşmanları, İstanbul'un karanlık köşelerinden peşlerine düşer. Lina, eski yaşamını geride bırakmak zorunda kalır; artık kendini, tehlike ve ihanetin iç içe geçtiği bir dünyanın tam ortasında bulmuştur. Hayatını korumak için tek çaresi, şehrin hakimi ve acımasız patronu Aren'in yanına sığınmaktır. Artık her adımı, her nefesi tehlikeyle dolu bir oyun sahnesinde atılacaktır. "Bir yabancıydı. Bir kurtarıcı. Bir katil. Hangisiydi bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: O gece bir ceset kaldırılacaktı, ama asıl ölen ben olmuştum." "Kediden kaçtın... ama artık aslanın evindesin, Burası merhametle değil, kanla kuruldu. Ve burada hayatta kalmak istiyorsan korkuyu selamlamak zorundasın."
Karanlığın Tutsağı +18 by lyrdaas
53 parts Ongoing
"Benden kaçabilirsin sanıyorsun, ama adımların nereye giderse gitsin, gölgen yine bana ait. Adını bile fısıldamadan yaşayamam; sen, kendini unutsan bile bende kalacaksın." Alpay Aras Demirkıran "Onun karanlığında boğulmakla, onsuz yaşayamamak arasında kaldım... ve galiba ikincisi daha korkutucu." Simay Altan Gazeteci olan Simay, kimsenin cesaret edip eline alamadığı dosya üzerinde çalışmaya başlar. Bu dosya, kimsenin dokunmaya cesaret edemediği mafya patronu Alpay Aras Demirkıran'ın dosyasıdır. Bunun hayatındaki en büyük haber olacağını sanıyordu. Oysa bu, hayatını geri dönüşsüz bir şekilde çalacak adamla tanışmasının başlangıcıydı. Sigara dumanı, yağmur kokusu ve tehlikenin çekici yüzü... Simay, her adımda daha çok karanlığa çekiliyordu. Ve bazen, en büyük hata; gerçeği ararken, onu koruyacak olanın aynı zamanda seni mahvedecek kişi olmasıydı. -Kesit- "Sana olan bu his," diye başladı, parmakları kucağındaki tenimi okşarken. "Bu, sadece bir aşk değil. Bu, benim varoluşumun tek nedeni. Sen, benim son sığınağım, ilk ve tek zaafımsın." Aras... Bu adam... O, bir mafyaydı. Kanlı elleri, karanlık sırları ve tüm dünyayı yönetme gücü vardı. Ama bana baktığında, o kehribar gözlerde gördüğüm şey... o, dünyanın en büyük zayıflığıydı. Ve o zayıflık, bendim. ​Bana "zaafım" demesi... Bu, bir milyon dolarlık mücevherden daha değerliydi. Onun laneti bendim... Eğer ben onun ilk ve tek zaafıysam, oda benim son ve tek sığınağımdı Ve biliyordum ki, bir gün o zaafı için dünyayı yakarsa, ben o alevlerin içinde gülümseyerek yanacaktım. Not:Bu kitapta bol bol smut içerik olacak yani +18 sahneler, argo kelime küfür vb. şeyler ön planda. Rahatsız olanlar okumasın lütfen.
You may also like
Slide 1 of 10
SERPENÇE cover
Dreich cover
Döneceksin Diye Söz Ver cover
Karanlığın Tutsağı +18 cover
Ölümlü Yansıma cover
Ölümün Kırmızı Çizgisi (18+) cover
Her Şey Sen cover
GÖLGE VE DANS VV cover
Virane Kelebek [Berdel] cover
KAN YAZGISI cover

SERPENÇE

14 parts Ongoing

"Şehrin sahibiydi. Aren Sergei Markov." "Onun eli, benim cehennemim." Lina Aslan, Tuna ile ilişkisinde giderek daha derin sorunlarla karşılaşır. Tuna, uyuşturucunun karanlık ve kontrolsüz bataklığına saplandıkça öfkesini kaybeder, ilişkilerini yıpratır. Lina, bir gün Tuna'yı uyarmak ve konuşmak için yemeğe davet eder. Yemekte Tuna yeniden kriz geçirir, öfkesine yenik düşerek Lina'ya tokat atar. Tam o anda, Yeraltı dünyasının en güçlü ve korkulan figürlerinden biri, şehrin gerçek sahibi Aren Sergei Markov içeri adım atar. Aren, acımasız bir kararlılıkla Tuna'nın elinden Lina'yı kurtarır, gözünü kırpmadan Tuna'yı vurur. Lina, ilk kez gerçek bir güven duygusunu hissederken, bu güven kısa sürer. Aren'in düşmanları, İstanbul'un karanlık köşelerinden peşlerine düşer. Lina, eski yaşamını geride bırakmak zorunda kalır; artık kendini, tehlike ve ihanetin iç içe geçtiği bir dünyanın tam ortasında bulmuştur. Hayatını korumak için tek çaresi, şehrin hakimi ve acımasız patronu Aren'in yanına sığınmaktır. Artık her adımı, her nefesi tehlikeyle dolu bir oyun sahnesinde atılacaktır. "Bir yabancıydı. Bir kurtarıcı. Bir katil. Hangisiydi bilmiyordum. Ama bir şeyden emindim: O gece bir ceset kaldırılacaktı, ama asıl ölen ben olmuştum." "Kediden kaçtın... ama artık aslanın evindesin, Burası merhametle değil, kanla kuruldu. Ve burada hayatta kalmak istiyorsan korkuyu selamlamak zorundasın."