Story cover for KARANLIĞIN HATTI/ DARK ROMANCE  by thev1yann
KARANLIĞIN HATTI/ DARK ROMANCE
  • WpView
    Reads 25
  • WpVote
    Votes 12
  • WpPart
    Parts 3
  • WpView
    Reads 25
  • WpVote
    Votes 12
  • WpPart
    Parts 3
Ongoing, First published Nov 01
Bir mesajla başladı her şey.
Yanlış bir numara.
Yanlış bir gece.
Ama doğru acı.

Beş yıl önce onu terk ettiğimde, Kıraç Akın Vuran sıradan bir adamdı.
Şimdi ise herkesin adını fısıldarken bile korktuğu bir isim.
Karanlığın içinde doğmuş, öfkeyle büyümüş, intikamla nefes alan biri.

Ve ben, Lina.
Kendi yaralarını başkalarını onararak sarmaya çalışan bir psikolog.
Ama kimse bana, bir canavarı sevmeye kalkmanın ne kadar tehlikeli olduğunu öğretmemişti.

Kıraç'la yeniden karşılaştığımda anladım -
bazı aşklar ölmez.
Sadece şekil değiştirir.
Bazen bir bakışa, bazen bir öfkeye,
bazen de bir dokunuşun arkasına gizlenir.

O benim affedemediğim geçmişim...
Ben onun unutamadığı günahım.
Ve bu hikâyede kurtuluş yok -
sadece biz, birbirimizin karanlığına dönüşene kadar.



🪶

Keyifli okumalar ;)
All Rights Reserved
Sign up to add KARANLIĞIN HATTI/ DARK ROMANCE to your library and receive updates
or
#34psikolog
Content Guidelines
You may also like
Sevgili Lotus Çiçeği by LeddyAsteria
23 parts Ongoing
Eli poşete uzandı, bir çift spor ayakkabı çıkardı. Sorgulayarak ona baktım. "Ayağındaki ayakkabılar ile rahat koşamayacağını biliyorum." Yere eğildi, topuklunun kopçasını açtı. "Ama..." Basına kaçamak bakışlar attım. "Kameralar umrumda değil." Spor ayakkabıyı ayağıma giydirdi, nazikçe bağcığını bağladı. Basına düşecekti... Herkesin korktuğu mafya, sevgilisinin önünde diz çöküp ayakkabılarını giydirmişti... --- "Bana anlatabilirdin," dedim kırgınca. "Anlatmamamı istedi." "Benimle konuşabilirdin." Kafasını iki yana salladı. "Konuşamazdım." "Bana yalan söylemeyebilirdin." Gözümden akan yaşı sildim. "Susabilirdin." "Sorgulardın." "Gitseydin o zaman!" diye avazım çıktığı kadar bağırdım. "Niye geri dönüyorsun? Canımı acıtmak sana keyif mi veriyor? Zevk mi alıyorsun?" "Onu da ben istemedim..." Yutkundum. "Gidemezdim. Kalbimin izni yoktu." --- "Niye Lotus?" diye mırıldandım. "Güzel bir çiçek." "Yeterli bir açıklama değil." Elim göğsündeydi. "Seviyorum." "Oflaz," dedim uykulu bir sesle. "Lotus, bataklığın ortasında açar; temiz ortamlarda yaşamaz." Kafamı salladım. "Sen de öylesin mesela." Gözlerime baktı. "Hayatımda hiçbir güzel detay yoktu, bataklığın en ücra köşesindeydim." Gülümsedim. "Sonra sen geldin, hayatımdaki en güzel değil; tek güzel detay oldun." "Bu... Çok anlamlı." "Gözlerin gibi." Yutkundum, içimdeki sevinçle ona daha da sarıldım. --- İmkansızlığın sıcağından, cazibesinden doğacak bir güneş. Adı aşk. Bu güneşin ışınlarına yabancı olan iki birey. Zamanla güneşin önüne geçmeye çalışacak bulutlar... Fırtınaya ve kasvetli havaya rağmen beraberlerini koruyabilecek, mutlu olabilecekler miydi? Onlar başkaydı. Onlar dengesizdi. Onlar absürttü. Ama onlar çok sevmişlerdi. Maalesef. ---
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
You may also like
Slide 1 of 10
Sevgili Lotus Çiçeği cover
5. seviye cover
ÂFİTAP cover
DƏLİXANA cover
EDHO cover
MAHKUM cover
SOYADINDA ZİNCİR cover
Aysu(Gerçek ailem) cover
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
Crathall-taekook cover

Sevgili Lotus Çiçeği

23 parts Ongoing

Eli poşete uzandı, bir çift spor ayakkabı çıkardı. Sorgulayarak ona baktım. "Ayağındaki ayakkabılar ile rahat koşamayacağını biliyorum." Yere eğildi, topuklunun kopçasını açtı. "Ama..." Basına kaçamak bakışlar attım. "Kameralar umrumda değil." Spor ayakkabıyı ayağıma giydirdi, nazikçe bağcığını bağladı. Basına düşecekti... Herkesin korktuğu mafya, sevgilisinin önünde diz çöküp ayakkabılarını giydirmişti... --- "Bana anlatabilirdin," dedim kırgınca. "Anlatmamamı istedi." "Benimle konuşabilirdin." Kafasını iki yana salladı. "Konuşamazdım." "Bana yalan söylemeyebilirdin." Gözümden akan yaşı sildim. "Susabilirdin." "Sorgulardın." "Gitseydin o zaman!" diye avazım çıktığı kadar bağırdım. "Niye geri dönüyorsun? Canımı acıtmak sana keyif mi veriyor? Zevk mi alıyorsun?" "Onu da ben istemedim..." Yutkundum. "Gidemezdim. Kalbimin izni yoktu." --- "Niye Lotus?" diye mırıldandım. "Güzel bir çiçek." "Yeterli bir açıklama değil." Elim göğsündeydi. "Seviyorum." "Oflaz," dedim uykulu bir sesle. "Lotus, bataklığın ortasında açar; temiz ortamlarda yaşamaz." Kafamı salladım. "Sen de öylesin mesela." Gözlerime baktı. "Hayatımda hiçbir güzel detay yoktu, bataklığın en ücra köşesindeydim." Gülümsedim. "Sonra sen geldin, hayatımdaki en güzel değil; tek güzel detay oldun." "Bu... Çok anlamlı." "Gözlerin gibi." Yutkundum, içimdeki sevinçle ona daha da sarıldım. --- İmkansızlığın sıcağından, cazibesinden doğacak bir güneş. Adı aşk. Bu güneşin ışınlarına yabancı olan iki birey. Zamanla güneşin önüne geçmeye çalışacak bulutlar... Fırtınaya ve kasvetli havaya rağmen beraberlerini koruyabilecek, mutlu olabilecekler miydi? Onlar başkaydı. Onlar dengesizdi. Onlar absürttü. Ama onlar çok sevmişlerdi. Maalesef. ---