
"Ayperi. Ben dört yıl önce seni nasıl paramparça ettiğimi unutmadım. İlişkimizi nasıl koparıp attığım da mıh gibi çakılı zihnimde. Allah kahretsin ki eğer ben o sözleri söyleyip, öyle davranmasaydım sen belki de apar topar evlenmeyecektin." Hayır bu konulara girmemeliydi. O gecenin bende nelere mal olduğunu bilmiyordu. Ben o geceyi, bana söylediklerini, hiç unutmamıştım. Nelere sebep olduğunu da en iyi ben biliyordum. Ancak ikimiz oturup öylesine bir şeyden konuşur gibi bunları konuşamazdık. Yaralarıma elini uzatmasına izin vermeyeli seneler olmuştu. Ona olan aşkım da, yaşadıklarım da, bende, benim içimde saklıydı bana özeldi. "Hayır, bunları konuşmayacağız," dedim titreyen sesimle. Biraz daha konuşursa ona sığınıp yıllardır içimdeki biriktirdiğim yaşları onun göğüne bırakmaktan korkuyordum. "Evlen benimle. " Damarlarımdaki kan bile akmayı bıraktı. Kulaklarım uğulduyordu. Zihnim bana oyun mu oynuyordu? "Evlen benimle. Görmek istemiyorsun beni, nefret ediyorsun biliyorum. Kağıt üstünde say bu evliliği, birlikte Masal'ı almasını engelleyelim. Hatalarımı telafi etmeme izin ver." Hâl ve hareketleri, ses tonu ne kadar stresli ve heyecanlı olduğunu gösteriyordu. Ruhum bedenimi terk etmişcesine hareketsizdim. Benim Sedat ile evliliğimi mutlulukla, aşkla değilse bile sevgiyle yaptığımı sanıyordu. Ama ben, hâlâ bende hüküm süren aşkının ateşini biliyordum. "Sen ne saçmalıyorsun? Sana burada oyun oynuyoruz gibi mi geliyor?" Sesim yılların birikmişliği ile yükseliyordu. Kaldıramıyordum artık, beni rahat bıraksınlar istiyordum. "Ne sen bunu söyledin ne de ben duydum. Bir daha asla karşıma çıkma. Şimdi git lütfen."All Rights Reserved
1 part