4 duvarıda ayna pencerelerle çevrilmiş,şeffaflığın en derininde nefes alarak uyanmanın verdiği mutluluk dolu bir güne başlıyorum. Daha hiçbirşeyin farkında değilken, herşeyi elde etme isteği damarlarıma kadar dolmuştu. Terasa çıkınca sabahın 5 inde bir tarafı boğaz, bir tarafı yeşillik ve en güzel tarafı sabah ezanını okuyan o hocanın sesi huzuru yaşamak.Enfesti. Bunları fark etmek için çok geç olduğunu anladığımda, daha doğrusu her seferinde tekrar tekrar hatırladığımda gözlerim yine en derininden başladı dolmaya. Anılara gittim, en acılarına. 16 yaşın verdiği kıpırkıpırlıkla,hiçbirşeye şükretmeden yaşamakla, ilerisini düşünmeyip hep bugünü yaşamakla, ve bana birşeylerden artık ders çıkarmamı gerektiren herşeyden süratlice uzak durduğum zamanlar. Acı acı tebessümle programıma baktım ve sokağa attım kendimi.Sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasında. İlerliyorum,hızlı adım atıyorum ama bu sabah daha farklıydı. Hissetmiştim.Tam tebessümlerime boğulacakken birden onu gördüm.