frambuazlı likörümü yudumlarken bir ses işittim.
"mayın tarlasında bir adam sevmişim, aşk sanıp da,"
gözlerim fal taşı gibi açıldı o an. yutkunamadım, sesi kulaklarımda bir ilâhi gibi çınlıyordu âdeta. korkmuştum, bu sesin bana hissettirebileceği şeylerden çok korkmuştum.
devam etti ses,
"soyunup, korkusuzca çırılçıplak kalmışım,
aşk filmlerinde olur ya, işte öyle sevmişim sonunda,"
elimdeki likörü usulca masaya koydum ve bakışlarımı ürkekçe sahneye çevirdim. sarı saçları terden alnına yapışmış genç bir adam, daha önce hiç duymadığım bu şarkıyı iliklerine kadar hissederek söylüyordu.
gözlerimden yaşlar süzülürken izledim onu.
111125, kayra