Üvey babasının ölümünden sonra eline geçen gizemli bir mektup, Alina Mira'yı yıllardır saklanan gerçeklere doğru sürükler.
Mektup, onun öz ailesinin Mardin'de olduğunu söyler; ancak kim oldukları, neden onu bıraktıkları hâlâ bir muammadır.
Kendi köklerine ve geçmişine dair bilinmeyenleri keşfetmek üzere Türkiye'ye yola çıkan Alina Mira, hayatının en büyük sınavıyla karşı karşıya kalır. Aşiretler arasındaki karmaşık bağlar, unutulmuş sırlar ve yasak aşklar onu beklemektedir.
Bir varmış, bir yokmuş...
Günün birinde upuzun bal rengi saçları olan güzeller güzeli bir kütüphaneci, sıradışı bir masal kitabı okumaktaymış.
Hayatı boyunca her daim yapayalnız olan bu kadın, masal kitabında tıpkı kendisi gibi yalnızlıktan ölen bir kadına öyle üzülmüş ki kitabın başında ağlaya ağlaya bitap olmuş.
Hüzünle masal kitabının eski sayfalarını çevirirken garip bir şeyi fark etmiş.
Okuduğu resimli kitapta hikâyesine kahrolduğu karakterin çizimi tıpkı kendi yüzüne benziyormuş.
Dehşet içinde kitabı kütüphane müdürüne götürmek için ayaklandığında üst raflardan kafasına düşen bir kitap, hayatını kaybetmesine neden olmuş.
Gözlerini kapatırken ölümün ani soğukluğu tarafından ele geçirilmiş.
Yeniden gözlerini açtığında ise okuduğu masal kitabı dışında hiçbir şey hatırlamıyormuş.
Ancak onu asıl şaşırtan, yapayalnız olduğu için üzüldüğü kadının bedeninde uyanmasıymış...
Vivara Thasisa'nın...