
Birden kolum da bir el hissettim. Ve beni karanlık sokağa soktu. Ben bu sokağı nasıl görmezdim! Hey bir dakika ben şuan, elinin büyüklüğünden anladığım kadarıyla bir erkek ile duvar arasındaydım. Sokak fazla karanlık olduğu için ve sokak lambası arkasında olduğundan yüzünü göremiyordum. Ama o benim gözlerimi görüyordu. Gözlerim herkese olduğu gibi hissizdi. Gözlerim ile duygularımı belli etmezdim. Daha doğrusu ben hislerimi hiç kimseye göstermem. Çünkü hisler güçsüzlüktür. Ben o hastane odasında bunu anlamıştım. "Kolumu bırakırsanız gideceğim." dedim; soğuk, hissiz ve fazla yabancı bir sesle. Bunu dedikten sonra kolumdaki eli gevşemişti. Hızlı ve sert bir şekilde kolumu çektim. Onun yüzünü göremesem de kokusunu aklıma kazımıştım. Kokusu klasik vanilya ve amber karışımı kokuyordu. Yüzüne son kez hissiz bir şekilde baktıktan sonra yoluma devam ettim.All Rights Reserved
1 part