Alya, sıradan bir üniversite öğrencisidir; sessiz, kendi halinde ama kalbinde yıllardır taşımaya cesaret edemediği kırgınlıklar vardır. Bir akşam, bilinmeyen bir numaradan gelen bir telefonla hayatı tamamen değişir. Telefonda yalnızca sesi olan bir yabancı... Tarık.
İlk başta yanlış arama sandığı bu çağrı, zamanla Alya'nın günlük hayatının bir parçası haline gelir. Tarık'ın sesi hem tanıdık hem de tuhaf bir şekilde güven vericidir. Aralarındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun, konuşmalar ilerledikçe ikisi de birbirlerinin hayatında kapatamadıkları boşlukları doldurmaya başlar.
Tarık'ın geçmişi sırlarla doludur. Üç yıl önce yaşanan bir olay, onu hem duygusal olarak hem de fiziksel olarak Alya'dan uzaklaştırmıştır. Fakat o günden beri tek değişmeyen şey, Alya'yı sessizce sevmesidir. Alya bunu bilmeden, Tarık'ın sesine her geçen gün daha çok bağlanır. İkisi de birbirlerine gerçek kimliklerini söylemeden, sadece seslerin kurduğu bir dünyada yakınlaşırlar.
Bir gün yolları yüz yüze kesişir. Tanışıyormuş gibi hissederler, fakat aslında çok daha büyük bir bağın içindedirler. Tarık, üç yıldır sakladığı gerçeği saklamaya devam eder: O, Alya'nın bir zamanlar tesadüfen karşılaştığı ve unutamadığı kişidir. Alya, Tarık'ın varlığında huzur bulsa bile, onun geçmişindeki gölgeleri fark etmeye başlar.
Telefon konuşmaları, yüz yüze buluşmalar ve paylaşılan hisler ikisini daha yakınlaştırırken, Tarık'ın itiraf edemediği geçmiş yavaş yavaş ortaya çıkar.
Ve sonunda Tarık, yıllardır içinde sakladığı duyguyu söylemek zorunda kalır:
Alya'ya âşıktır.
Alya da Tarık'ın kalbindeki yerini kabul eder. Fakat geçmişten gelen bir sır, ikisinin ilişkisini tehdit eder:
Onları yıllardır uzaktan izleyen biri vardır. Hem koruyan hem de ayıran bu üçüncü kişi, Alya ve Tarık'ın ilişkisini tamamen değiştirecek sırla
"Şu anda bile bana abi diyorsun!"diye söylendi biraz sinirle. Kirpiklerim titreşti, sadece bakakaldım."Canım yanıyor,yapma."
Ellerini iki koluma yerleştirip yaklaştı. Bakışları gözlerime kilitlenmişken "Hâlâ anlamadın mı Defne?"diye mırıldandı. "Sana olan bakışlarımdan, sana kıyamayışımdan, yanındayken heyecanlanmamdan hâlâ anlamadın mı?"
Yine o ses tonunu kullanıyordu işte! Yine tüm savunma sistemimi etkisiz hâle getirmişti. Tek yapabildiğim öylece bakmaktı. Ne bir şey söyleyebiliyor ne de hareket edebiliyordum.
Belki de bu kaçmak için kalan son fırsatımdı. Belki de fırsat falan kalmamıştı. Neredeyse apaçık konuşuyordu artık, nereye kaçıyordum?
Yine de denedim. Hakimiyetini kaybettiğim kalbime yeniden ulaştım. Beynime gerekli sinyali gönderebildim. Ve son kez denedim.
"Anlamadım ben hiçbir şey. Gidiyorum ben!"
Bir an afallamış olsa gerek ki çektiğim kollarımı kolaylıkla kurtarabilmiş ve ondan uzaklaşmıştım. Hızla atan kalbime inat ben de adımlarımı hızlandırdım. Ama kulaklarıma ulaşan ses ayaklarımın olduğu yere mıhlanmasına sebep olmuştu.
"Seviyorum Defne!"
Atan kalbim sekteye uğramış etrafımdaki bütün sesler susmuştu. Günlerdir kaçtığım gerçek şimdi apaçık karşımdaydı.
"Seni çok seviyorum!"
•••
29/10/2023 #ask 1
29/10/2023 #genckurgu 2
23/02/2024 #macera 1