ŞEYTAN'IN RÜYASI

Karan Alev, kimseye zarar vermeden, mümkünse ucuz kahveyle ve kimsenin dikkatini çekmeden yaşamaya çalışan sıradan biridir. En azından kendisi öyle sanmaktadır.

Ama sıradan bir hayat, geceleri gördüğü, rüyadan çok daha fazlası olan kanlı karabasanlarla, sırtındaki kontrol edilemez, ateş kırmızısı dövmeyle ve bir zincir marketin mutfak gereçleri reyonunda bir Hiddet Bekçisi'ni indirimli ekmek bıçağıyla alt etmek zorunda kalmasıyla pek bağdaşmaz.

Karan, ait olmadığı iki dünyanın ortasında sıkışmıştır: İnsanların kaosu ve Karanlık Varlıkların dehşeti. Bilmediği bir güç, onu hem en saçma talihsizliklere (Trafik cezası, bozuk musluk, yolda yürürken kafasına düşen saksı) hem de ölümcül bir savaşın merkezine doğru çekmektedir. O, güçlü bir anti-kahraman ama aynı zamanda sosyal olarak tuhaf bir felaket mıknatısıdır.

Karan Alev, bilmeden de olsa, kendisine miras kalan kadim bir krallığın veliahtıdır. Ama o, ne bir kahraman ne de bir kötü adam olmak ister. O sadece hayatta kalmak ister.

Ancak kapılar açılmış, rüyalar gerçeğe karışmıştır. Ve Karan, ya babasının günahının bedelini ödeyecek ya da Şeytanın Rüyası olarak bilinen o korkunç gücü serbest bırakacaktır.

Kendini bulmak, aynı zamanda kendini kaybetmek anlamına geliyorsa, Karan Alev bu savaşı nasıl kazanacak?