Karanlık herkesi çepeçevre sarmıştı. Işık yoktu. Işığı görmek isteyende yoktu.
Zenginlerin her şeye ulaşabildiği, fakirin bir lokma ekmeğe muhtaç olduğu ülkeydi Velora. Kadının ve çocuğun bir değeri olmayan, erkeklerin hüküm sürmesi istenilen bir ülke.
Bu ülkenin en büyük yasağı duygulardı. Duygular yoktu. Gülmek, sinirlenmek, ağlamak,aşık olmak ve merhamet... Hepsi yasaktı.
Bu topraklarda duygular en büyük ihanetti.
Ama insanları duygusuz bir robota çevirmek zordu. Çevirdiklerini zannettikleri ise duygularını bir kenara saklayanlardı.
Velora, karanlıklar içinde büyüyen kimseye değer vermeyen duygusuz bir hükümetti.
Velora için ise en tehlikeli duygu merhametti. Merhamet her duygunun başlangıcıydı.
Karanlık ne kadar büyürse büyüsün, insanın içindeki merhamet bir kıvılcım gibi kalır, üstünü küller örter ama sönmezdi.
Merhamet yok edilemezdi.
🩵&🖤
Yaş Farkı Vardır (9 yaş)! Lütfen bunu bilerek okuyunuz...
Atabey Ailesi yıllardır yaptığı mafyacılık işlerine son verip emekliye ayrılmıştı. Çağlar Atabey 4 oğlu, karısı ve yakın aile dostlarıyla huzurlu hayatının tadını çıkartıyordu. Ta ki bir gün şirketine bir mektup gelene kadar... Yıllar önce ölen kızının aslında yaşadığını ve ölü bir bebekle karıştığını söyleyen bir mektupla bütün dengeler bozulur. Bir yandan hasta annesi ve öfkeli babasıyla uğraşırken okumaya çalışan Çiçek bir yandan da şehit sevgilisinin yasıyla kavruluyordur. Bunun üzerine bir de yıllar önce karıştığını öğrenen Çiçek'i karmaşık günler bekliyor.