Beşinci ay göğe yükseldiği gün, dünya anladı ki, unutmak bazen bir yara gibi kapanır, bazen de bir kapı gibi açılır. Kara Sarn, insanların hafızasından aldığı her anıyla güçleniyor, fakat herkesin unuttuğu bir şeyi yalnızca bir gence geri veriyordu.
Arven, kim olduğunu hatırlamasa da, hafızasında kalan tek bir cümleyle yaşıyordu:
"Kara Sarn uyandığında, sen de uyanacaksın."
Bu sözün sahibini bilmiyor, ama kaderinin bu ayla bağlı olduğunu hissediyordu. Ay büyüdükçe insanlar kendilerini kaybediyor, şehirler susuyor, dünyada yalnızca anıların gölgeleri kalıyordu.
Arven ise seçilmemiş bir kahraman gibi iki yol arasında duruyordu:
anıları geri getirmek ya da herkesi yeni bir başlangıca taşımak.
Bu hikâye, unutmakla hatırlamak arasında sıkışmış bir dünyanın,
ve kendini kaybederken kim olduğunu bulan iki gencin yoludur.
Bir odayı karıştırmak hayatını yerle bir etmeye yeter mi?
Sadece biraz dinlenmek istemişti. Ama gözlerini açtığında zenginliğin içinde kaybolmuş kibirli bir adamın yatağındaydı, hem de yalnızca bir havluyla.
Feraye zengin bir aileye gelin giden ablasının yanında yaşamak için geldiği yalıda yalnızca huzurlu bir hayat arıyordu. Ancak gecenin bir yarısı yanlış bir odaya girip tanımadığı bir adamın yatağında uyanmasıyla her şey geri dönülemez şekilde değişti. O geceden sonra hayatı artık ona ait olmaktan çıktı. Karşısında kibriyle sinirlerini zorlayan ama varlığıyla kalbini darmadağın eden bir adam vardı.
Bazı sınavlar kaçmakla geçilmezdi, bazı duygular görmezden gelinmezdi. Ve bazı adamlar unutulamazlardı.
❝"Kucağımdasın." dedi alçak bir sesle. "Dün gece seni elimle getirdim ve vücudunda hâlâ izlerim var." Beni daha çok çekti kendine doğru, kendi alt bedenine doğru bastırdı. Onu hissedebilmek muazzam bir arzu uyandırıyordu bedenimde, sağduyu ve mantığımın yerini şehvet ve ihtiras alıyordu. "Arzu duyduğunu, beni ne kadar istediğini biliyorum." Nefesim hızlandı, söyledikleri ne yazık ki tamamen gerçekti. Onu delice arzuluyordum, hatta bazen rüyamlarımda bile gördüğüm oluyordu. Bu yüzden kasıklarım sızlıyor şu an, bu yüzden ateş bastı bedenimi.
Yüzü yüzüme daha çok yaklaşınca burunlarımızın uçları birbirine değdi, dudaklarım öpülme arzusuyla karıncalanmaya başlamışlardı. Onun temasına kayıtsız kalamıyordum, korkunç bir ten uyumu vardı aramızda. "Kaçman bunu değiştiremez." Konuşurken dudakları benimkine dokunuyordu, kendimi tutamayıp ilk hamleyi yapan olmaktan korkuyordum. "Ben de seni istiyorum." diye ekledi en son, zaten hemen ardından dudaklarıma kapandı.❞
▪︎Yaş farkı vardır.
▪︎Cinsel içerik vardır.
Cinsellik, küfür ve hassas içerikler barındırmaktadır. Rahatsız olacaklar okumasın.