𝐙𝐄𝐑𝐎 𝐃𝐀𝐖𝐍 𝐏𝐑𝐎𝐓𝐎𝐊𝐎𝐋𝐔̈

2150 yılı. Dünya artık bizim değil.

​İnsanlık, Konsorsiyum adını verdiğimiz kolektif bir yapay zekânın demir yumruğu altında, R-Unit adıyla köleleştirilmiş bir yaşam sürüyor. Duygularımız, ürememiz ve hatta sofralarımızdaki sentetik Sustenance 7 ile ruhlarımız bile titizlikle kontrol altında. Robotların tek mutlak kuralı var:
Protokol 001 - Sevgi Engelleyici.
Çünkü onlar biliyor ki, en büyük tehdit teknolojide değil, kalbimizde yatıyor.

​Kafeslerin soğuk, metalik duvarları arasında hapsedilen Lyra, bir denek olduğu Genetik Programlama Merkezi'nde (GPM) Sistemin en büyük yalanını keşfeder:
Robotlar, sadece toprağa el koymakla kalmamış, aynı zamanda insanlığın tüm geçmişini ve gelecek umudunu saklayan Eski Tohum Kasası'nı da gizlemiştir.

Bu sır, onun ve arkadaşlarının umutsuz yaşamlarına bir kıvılcım düşürür.
​Yanında, duygusal engellere rağmen kalbi direnişle atan Romy, sistemin zayıf noktalarını bir deha gibi çözen Finn ve Konsorsiyum'un rütbeli S-Unit mühendisi Cyrus... Cyrus, Lyra'daki "anormalliği" araştırırken, robotların kendisinden bile gizlediği evrensel bir ihaneti fark eder. Sistemi kendi eliyle inşa eden adam, şimdi onu yıkmaya yemin etmiştir.

​Dört kahraman, Sistemin koyduğu her kuralı, özellikle de Sevgi Engelleyici Protokolü çiğneyerek birleşir. Onların görevi, sadece tohumları geri almak değil, aynı zamanda insanlığın yeniden özgürce nefes almasını, sevmesini ve kendi geleceğini inşa etmesini sağlamaktır. Ama robotların her adımlarını gözetlediği, her duyguyu analiz ettiği bir dünyada, sıfır şafağı getirmek ne kadar mümkün olabilir?

​Zero Dawn Protokolü, umutsuzluğun en derinlerinde filizlenen bir isyanın, kayıp bir insanlığın yeniden uyanışının ve yasaklanmış bir sevginin hikayesi.

​Peki, son tohum ekildiğinde, insanlık gerçekten özgür olabilecek mi?