Zamanın unutulmuş çağlarında, haritalara dahi işlenmemiş bir köyde, sıradan bedenlerde sıradan hayatlar sürüyordu. Ne kehanetler onların adını fısıldıyordu, ne de kader onlara bir taht vaat ediyordu.
Ama bir gece... Gökyüzü kızıl bir yara gibi açıldı.
Ateş çadırları yuttu, çığlıklar toprağa gömüldü, ve rüzgâr ölülerin sessizliğini taşıdı. Anneler, babalar, kardeşler... Hepsi karanlığa teslim oldu. Köyde yalnızca kül, kan ve yetim nefesler kaldı.
O an kader yönünü değiştirdi.
Hayatta kalanlar, çocukluktan sıyrılıp öfkenin kabuğuna büründü. Ne kılıçları vardı ne orduları... ama damarlarında, dağları parçalayacak kadar kara bir yemin aktı.
Ve o yeminin adı kondu:
İntikam Ordası.
Artık onlar sürülmüş halk değil;
Toprağın altından doğan bir güçtü.
Gölgelerin izinde yürüyen,
Ailelerinin küllerinden doğan,
Kanla yol açan,
Dünyaya diz çöktürmek için uyanan bir topluluk...
Onları kimse tanımıyordu.
Ama yakında herkes adlarını korkuyla anacaktı.
Çünkü eski çağların unutulmuş gerçeği şudur:
En büyük ordular, en sıradan bedenlerin küllerinden yükselir.
Ve dünya, ilk kez fark edecekti...
Sıradan doğanlar, kaderlerini kendileri yazdığında barbarlıktan daha keskin bir silah yoktur.
MARŞ İLERİ-
Karanlığın en derin yerinde, gökyüzünde parlayan tek bir ışık vardır: Kuzey Yıldızı. O, yol gösterir; düşene umut, yürüyene hedef olur.
Bir yanda gölgelerin ardında saklanan asker yüzleri... Kendi içlerinde bir savaş, dışarıda görünmeyen bir düşman. Diğer yanda ise al bayrağın altında birleşen umut, gökyüzüne doğru yükselen bir marş.
Ama bu yol kolay değildir. İhanetle sınanmış kalpler, sırlarla örülü kaderler ve düşmanların karanlık gölgeleri her adımda onları kuşatır.
Onlar yalnızca cephede değil, kendi içlerinde de savaşır. Kimi sevgiyi ihanetle yoğurur, kimi gözyaşını yüreğine saklar. Ama her şeye rağmen ilerlemek zorundadırlar. Çünkü geri dönüş yoktur; onların tek pusulası kuzeyde parlayan yıldızdır.
Ve işte orada, gece ile gündüzün, asker yüzüyle bayrağın birleştiği yerde başlar bu hikâye.
Bir marş gibi yükselir: sert, kararlı ve susmayan.
Bu sadece bir savaş değil... Bu, kalplerin, ruhların ve gölgelerin mücadelesi.
Ve adımlar tek bir sesle yankılanır:
Marş İleri.