O bir misantropist. O kendisinden başka kimseyi sevmiyor, insanlardan nefret ediyor. Onun adı Venüs, Eylül, Selin, Su, Helen, Berrak yada ismi sorulduğunda aklına gelen herhangi bir isim. Kimseye söylemez ismini, kimseye açmaz kalbini, kimseye vermez değerini. Kimseye dediysek sanmayın ki Mirza da bunların içinde.
Mirza Maran. Mardin'in en güçlü ailesinin en büyük erkek evladı. Maran holdinglerinin yönetimi ona ait. Kürtlere ve aşiret kurallarına bağlı kalmayı sevmediği için olabilidiğince ailesinden uzak kalmaya çalışıyor. Mardin de yüreklere korku salan, insanları önünde saygıyla eğilten biri İstanbul da gecelerin sahibi, çapkın, har vurup harman savuran biri. Hayatını ikiye ayırmış olan bu adam hiç beklemediği bir şekilde kaptıracak gönlünü gerçek adını bile bilmediği bir kıza. İmkansızlık derecesini bilerek sevecek onu, ne kadar tehlikeli olduğunu bilerek, ne kadar zor olduğunu bilerek. Ve yine, ne kadar güzel olduğunu bilerek.
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.