
KANUNLAR, KİME HİZMET EDİYOR? Onların dünyasında tek bir emir vardı. Bir fısıltı değil, ruhları yakan, yakıcı bir haykırıştı: İHANET YASAKTI! Saygıya değil, kökten bir dehşete layıktı bu kural. Affedilmesi söz konusu bile değildi. Mafya bir hayat tarzı değildi. Geri dönüşü olmayan bir yoldu. Atlas Âla. Karanlığın kalbine düşmüş, ruhundaki o utanç verici iyi parça ile kendini zehirleyen çaresiz bir varis. Bir elinde ailesinin kanlı kanunu, diğer elinde ise onu boğacak olan vicdanının ipeği... İki dünya arasında asılı kalmış bir gölgeydi. Karşısında ise Alaska Rey duruyordu. Akıl almaz zekâsı, neşter gibi keskin dili ve gözlerinde sakladığı yıkımın tehlikeli ışıltısıyla. O, tropik gecelerin en nadide, en kana susamış orkidesiydi. Büyüleyiciliği, dokunduğu her şeyi çürütme gücüne sahip, yavaş işleyen bir zehirdi. Herkes onun ihtişamına teslim olurdu, ama o, kalbinin etrafına ördüğü buzdan duvarları asla yıkılmaz kılmıştı. Ne bir yasa, ne bir gelenek, ne de o lanetli kural... Hiçbiri, bu iki kaderin arasında cehennem ateşi gibi patlayan o kaçınılmaz tutkuyu durduramadı. Bu bir aşk mıydı, yoksa ruhları birbirine zincirleyen son bir intihar eylemi mi? Artık ne olduğunun önemi kalmamıştı. Tek bir çıkış yolu kalmıştı. Sonsuz ve kaçınılmaz: ÖLÜM. Basit oyunları, masum kaçışları unutun. Şehir, onların uğruna alev alırken, onlar bu yasak aşkın son nefesi, son pişmanlığı olacaklardı. Mafya varisi ve zehirli orkide. İmkânsız bir tutkunun hikâyesi.All Rights Reserved
1 part