Tunanın Dramı

Sıcak bir yaz günü küçük kardeşim Tuna ile göl kenarında yürüyorduk. İkimiz de elimize birer elma almıştık. Güneş yakıcı ışınlarını üzerimize salmıştı. Ben gölün kenarına iyice yanaştım ve kendi gölgemi gördüm. Sonra,o da gelip yanıma durdu. Komik hareketler yapmaya başladık. Tuna biraz geri çekildi ve kendini yeşil suya bıraktı. (Devamını ben getirdim. İyi oku!) AAAAHHHH diye bağırdı. Yengece basmış. Aldı ve yengeci kafama attı. Sudan çıktığında onu bi güzel dövdüm. Anneme söyledim helva yaptı. Sonra mahalledeki karılar mevlüt okudu.
Tuna cenaze arabasındaydı. Cenazeye giderlerken yollarını kestim ve tabut hareket ediyordu. Tabutu açtım. Kafasına bi tane indirdim. Ona vurarken polisler beni görmüş. Hemen tabutu kapattım. Beni polis arabasında arkaya oturttular. Yanımdaki poliste yumruk deneyimimi geliştirdim. Arabayı süren polisi de diğer polisin silahıyla geberttim. Ne güzel beleş arabam da vardı artık. Arabayı hızla sürdüm. Cenaze namazına başlamamışlar. Tunayı atomlarına ayırdım.