''Bana bak cıbıldak ayak''dedim karşımda çizgili pijamalı bana uykulu gözlerle bakan çocuğa."Alper'i çağır bana.İki çift lafım bir kutu da yüzüne atmalık hatıram var''Elleriyle gözlerini ovuşturup kapıya yaslandı"Uykumdan uyandığım da çok sinirli olurum biliyor musun?''Alper nerede?"Bana bir adım yaklaşırken"Kaç defa daha söylememiz gerek.Alper yok.Kızlarla gününü gün etmeye gitmiştir yine.''Einstein atomu nasıl parçalamışsa bu cıbıldak ayak da şuan kalbimi öyle parçalamıştı.Derin bir nefes alıp ''Boşversene.Çöpe atarım''Arkamı dönüp gideceğim sırada ''Dur bekle''diye seslenince dönüp baktım.''Abim için üzülmek hayatta ki en büyük zaman kaybın olur.O kutuyu da mümkünse gerçekten çöpe at.Çünkü onun umrunda olmazdı.Senin de olmasın.Ve son olarak eğer onunla bir yerlerde karşılaşırsan yol paranı da iste.Çünkü buraya geldiğin yola bile değmez"Yüzüne kırık bir tebessümle baktım ve "Keşke değmez diyebilseydim"dedim.Keşke dedim içimden.Keşke karakterin kardeşin gibi olsaydı karaktersiz Alper.