''Elimdeki son üç şey.
Elimde sadece onlar kaldı.Anılarla dolu, benimle büyüyen bir kulübe, beni havalara uçurabilecek, onun yanına götürebilecek bir özgürlük ve onun o içimi ısıtan sevgisi.
Ve babam onları da almak üzereydi.Her şeyimi aldığı gibi.Bir baba bunu nasıl yaptı derseniz, size inanamayacağınız bir şey de söyleyebilirim.Benden çaldığı ve bana geri vermediği bir şey.
Nefesim.
Onu benden almış, sanki sana her şeyin fazlası zarar demişti.Sanki, sevinmek, üzülmek, sinirlenmek, ağlamak, çıldırmak bile bana fazlaydı.Bunu kesebilmek için elinden geleni yaptı ve sonunda başardı.
Nefesimi aldı.
Ve sonra gelip özgürlüğümü de bir koruyucunun eline verdi.Her şeyimi ona verdi.Elimde olan son üç şeyi ona emanet etti güya.Elimdeki üç şeyi koruyucuya verdi.Şimdi o koruyucu benim klübemde, benim saklı hayallerim, umutlarım, sırlarım arasında, elinde annemin sevgisiyle.Ve elinde son şeyim olan özgürlüğüm var.Siz olsanız ne yaparsınız?Savaşır mısınız, yoksa pes edip yok olmasını mı izlerdiniz?Ben onca yaşadıklarıma rağmen son güç kırıntılarımı harcadım bunun için.Karar netti:
Kimse benim olanı benden alamazdı!''
Kötü anılar elbet bir gün silikleşecektir ama asıl kötü olan sizin peşinizi asla bırakmamasıdır.
Nerissa'nın kendiyle ve gerçeklerle olan savaşına tanık olun.Pes etmek yasak!
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı?
Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu.
Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı?
Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi?
"Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu?
"Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu.
Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı?
Bu koskoca bir saçmalıktı!