-Sevilmeye layık görülmeyen küçük bir kız çocuğuydun sen Kumsal. Kimse seni önemsemedi. Bir kez olsun "Kumsal ne ister?" Demedi hiç kimse. -Kes sesini! Ayağa kalkıp çerçeveleri fırlattım kapıya. -Senden nefret etmiyorlar Kumsal. Usulca söylediği bu söz üzerine 2 saniyeliğine yüzüne dönüp baktım. Yüzündeki arsız sırtış tekrar yerini aldı ve konuştu. -Nefretlerine bile layık görmüyorlar seni Kumsal. Büyük bir sinirle çarşafları, kitapları, defterleri, dolapları odanın içine fırlattım. Kapının arkasından Giray'ın sesi geliyordu ama şuan beynim o kadar karışıktı ki umurumda bile olmadı bu detay. -Yalnız insanlar ne yapar biliyor musun Kumsal? Yastığa sarılarak uyurlar. Yoksa sende sarılıyor musun? Ama benimki de soru. Her yalnız insan gibi sen de sarılıyorsun. -Yeter, sus! -Ben sizin çocuğunuz değil miyim? Neden beni sevmiyorsunuz? -Doruk yeter dedim sana! Boğazlarımda bir yanma hissetmiştim bu şiddetli bağırışım yüzünden ama Doruk aldırmadan devam etti. -Yalnız kalmaktan korkuyor musun Kumsal? Ama etrafında kimse yok yalnızsın zaten. Şurada ölüp gitsen kimsenin umurunda olmaz. Elime geçen her şeyi fırlatıyordum. Doruk'un söylediği son cümle ile olduğum yerde dona kalmıştım. -Duyguları olmayan biri için çok fazla tepki veriyorsun Kumsal. Eğer böyle devam edersen seninle oynamak sandığımdan daha da kolay olacak.Tüm hakları saklıdır