Dar ve pis bir sokakta koşarak ilerliyordum. Kalbim kulaklarımda atıyordu. Etrafı aydınlatan tek şey pis bir sokak lambasıydı. Sokağın sonuna geldim. Sağ tarafımda iki katlı, terk edilmiş, eski bir ev vardı. İçeriye girmeden korkmaya başladım. Sırtımdan akan soğuk ter ürpermeme neden oldu. Korkuyordum fakat korkarak kaybedecek zamanım yoktu.
Tereddüt ederek ilerledim ve kapıyı itekledim. Hafif bir gıcırtı eşliğinde açıldı. İçeriyi aydınlatan herhangi bir şey yoktu. Etrafa tehlikeli bir sessizlik hakimdi.
İlerledikçe üst kattan gelen hıçkırık seslerini duymaya başladım. Telefonumun ışığı ile merdivene yöneldim. Birinci basamakta durakladım. İki seçeneğim vardı: Ya yukarı çıkıp korktuğum gerçeklerle yüzleşecektim ya da arkama bile bakmadan burayı terk edecektim. Benim seçeceğim şey belliydi. O'nu bırakamazdım. Hızlı hızlı merdivenleri çıktım. Hıçkırık seslerinin geldiği odaya yöneldim. Boyası dökülmüş, eski ahşap kapının kulpunu tuttum ve çevirdim. İçeriye adım attım. Camı kırık küçük bir pencere vardı. İçeriyi pencereden süzülen ay ışığı aydınlatıyordu. Loş bir hava vardı. Odanın içinde ilerledim. Bir yatak, eskimiş bir dolap ve yerde kan izleri vardı. Yatağın sol tarafında yerde çırpınan bedenin ayaklarını gördüm. Yavaşça oraya doğru ilerledim. Kalbim çok hızlı atıyordu. Gördüğüm şeyler karşısında kalbim iki kat daha hızlı atmaya başladı. Yerde çırpınan beden titrekçe fısıldadı
"Abla..."
Muhabir kız ve seri katil erkek arasında geçiyor. İnci gazetecilik bölümü okuyan biri ve o zamanlar baya bir katil haberleri olduğu için hocası ileride bu tür haberleri nasıl tanıtacağını merak edip katil ve katilin işlediği cinayeti tanımasını ister ama bilmiyordu ki bu haber İnci'nin dönüm noktası olacaktı.
NOT: Kitap düzenlenecek. Kitapta ki anlatım bozukluğu, imla hatalarını ve son olarak noktalama işaretlerini göz ardı edin. Kitap hakkında eleştirilerinizi ınstagram sialyc_offical hesabına yazın.