Exael (Kitap Oldu-KDY)
  • LECTURES 352,446
  • Votes 53
  • Parties 2
  • LECTURES 352,446
  • Votes 53
  • Parties 2
Terminé, Publié initialement juin 01, 2015
"Bara girdiklerinde donup kalmıştı Dina. Melekler Kasabası Eden, isminin hakkını veriyordu. Her yerde melek figürleri ve dini semboller vardı ancak onu esas şaşırtan kocaman kanatları ile etrafta gezinen insanlardı. Onları görünce yüreği ağzına gelmiş, korkudan nefesi kesilmişti. Exael'in odasında, duvarda asılı duran melek kanatlarını görmüştü ancak duvarda durduğu gibi değildi. Cerrahi müdahale ile sırtlarına dikilmişti sanki kanatlar. Üstelik hepsinin odak noktası Dina'ydı, daha içeri adımını atar atmaz tüm bakışlar onun üzerine çevrilmişti. Hepsi birden üstüne atılıp onu oracıkta parçalayacaktı sanki. Neyse ki Exael'i görünce başlarını eğip geri çekilmişlerdi. "
Tous Droits Réservés
Inscrivez-vous pour ajouter Exael (Kitap Oldu-KDY) à votre bibliothèque et recevoir les mises à jour
ou
#315cehennem
Directives de Contenu
Vous aimerez aussi
KIZIL GECE , écrit par DuruMavii
85 chapitres Terminé
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
Gazap Tanrısı'nın Çocukları, écrit par Elizabethstark1
160 chapitres En cours d'écriture
Wattys'2022&2021 Yarı Finalisti/WattpadFantasyTr Krallıktan Akan Asalet Kategorisi!💜 SERİNİN TÜM KİTAPLARI AYNI ÇALIŞMADADIR! İnancın ve büyünün karıştığı topraklarda dört büyük yaratıcının kaderlerini değiştirdiği beş farklı kişi yaşıyordu. Bu beş farklı kişinin hayatları birbirine karışacak, alacakları her karar kıtanın kaderini değiştirecekti, insanlar ise bir şey yapamayacaktı. Tamerin, hayatı ve istekler arasında sıkışıp kalan birisidir. Kaderi Abrek ve Kaveh ile karşılaştıktan sonra değişir. Dört Yaratıcı'nın arzusu, onun hayatının dizginlerini eline almasıdır. Dört Yaratıcı'nın Abrek'den beklentisi ise doğru insana âşık olmasıdır. Delilik ve masumiyet arasındaki ince çizgide yürür. Abrek'in ablası Venira ise kardeşinin kral olması için savaşır. Dört Yaratıcı'nın ondan beklediği şey doğru kişiyi kral yapmasıdır. Venira hüküm ve yaşam arasında savaşırken gerçek krala her an yaklaşmaktadır. Saevthaslı Kaveh sakin bir hayat sürerken Tamerin ile tanışınca hayatı değişir. Hayatında kendisi için bir şey ister ve bu Tamerin olur. Dört Yaratıcı ondan aşk ve hüküm arasında tercih yapmasını bekler. Naymahaenli Bartan, sıradan bir askerdir. İnsanlar kral olmasını ister. İnandığı Dört Yaratıcı ondan gerçek bir kral olup yeni bir düzen yaratmasını istemektedir. Bartan ise bu isteği gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini görmek için kendini sınar. Sorular aynıydı, cevaplar farklıydı. Hayatta kalmak için neleri feda edebilirlerdi? Hüküm uğruna zalimleşebilir miydi? Aşk uğruna affedebilir miydi? Gerçek güç sevdiklerini korumaya yeter miydi? Sorulan sorulara verilen yanıtlar herkesin kaderini etkileyecek, herkesi parçalayacaktı. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Tarih #7 - 09.07.2022
Vous aimerez aussi
Slide 1 of 10
KIZIL GECE  cover
İçimizdeki Hain cover
Zıt Çekim cover
İhanet Döşeği  cover
KIZIL KURT_2 ( Mühür) cover
SEN KAL ÖLENE KADAR -Texting- cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
Gazap Tanrısı'nın Çocukları cover
Alem-i-Misal | Yaratıklar cover
İÇİMDEKİ  GÜÇ cover

KIZIL GECE

85 chapitres Terminé

Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.