Hayatı mükemmelci bir baba tarafından mahv olmuş genç kız. Her şeyini sevdiği erkeği, annesini tüm hayatını kaybetmiş bir kadın. Tüm psikolojisi bozulur ve babası dahi tüm erkeklerden nefret eder. *** Her defasında yeni bir isim ve sahte bir adres kullanıyordu Sevda. Arkasında iz bırakmayı sevmezdi. Çünkü gelecekte onu bulmaları gibi bir ihtimali onlara veremezdi. Hiç bir zaman(!) bir kere bile olsun, hiç kimsenin dokunamadığı o kutsal bedenine ihanet etmemişti Sevda. Meleklerinki kadar pak, 'dokunulmamış' bedeni vardı. Oysa onun tam aksine, sürtüklerinki gibi kabarık geçmişi, taştan daha sert bir hal almış kalbi ve sadistleşmiş hasta ve bir o kadarda ölmüş ruhu vardı Sevdanın. -İlk önce kendisine bir kurban seçiyordu. Sonra kurbanına, karşısında diz çöküp ona sevgi dilenene, 'gitme, terkedersen ölürüm' diye yalvarana kadar vakit ayırıyordu. Öyleki amacına çattı, diğerleri gibi onu da hiç tanımamış, hiç olmamış gibi, bir kalemde 'acımasızca' silip atıyordu. İlk hedefi, okuduğu okulun müdürünün 'ulaşılmaz' oğluydu. Sonra komşusu, sonra bir doktor, sonra bir polis, sonra bir millet vekilinin oğlu sonra.. sonra.. sonra... Artık sayını ve isimlerini hatırlamıyordu. Bir tek bir şey biliyordu; gittikce hedefleri büyüyordu ve şimdide ülkesinin en tehlikeli ismini seçmişti. 'Mahir Arslan'ı. *** Arkadaşını bilerek ölüme gönderemezdi Belçim. O lanet adam için 'o tam bir ölüm meleği' diyordu tüm ismini bilenler. -"Seni asla bırakmayacağım Sevda! Ona; 'ölüme' gitmene asla izin vermeyeceğim! Bunu yapamazsın. Se-" sözünü tamamlayamadan; Sevda Belçimin sözünü, buz gibi soğuk ve kararlı kelimeleriyle kesti: -"Ben zaten ölüyüm. Endişelenme. Sonu bedenimin toprak altındaki çürüyüşü olsa bile, o bana onu sevmem için yalvaracak!" -Fakat, Sevda ne kadar yanıldığını sadece bir yıl sonra; adamla aynı yatakta iken, adamın 'sadece bi
12 parts