2023 - Padişahın Dönüşü
  • LETTURE 1,105
  • Voti 41
  • Parti 3
  • LETTURE 1,105
  • Voti 41
  • Parti 3
In corso, pubblicata il giu 06, 2015
Yıl 2020. Aynı gün üç  gazete aynı manşeti verir. "Saltanat Geri Geliyor".  Bu haber Türkiye'de belki bir başlangıcın sonunu ama aynı zamanda yeni bir başlangıcın haberidir. Türkiye, yüz yıl sonra saltanatın geri gelmesi ve padişah tarafından yönetilme ihtimalini nasıl karşılayacak?  

Her şey kasım 1922'de Sultan Vahideddin'in ve Osmanlı Hanedanı'nın ülkeden sürülmesiyle başladı. Sultan Vahdettin sürgüne gitmeden önce 155 kişilik hanedandan sadece bir kişiyi saraydan kaçırarak Türkiye'de gizledi. O kişi Sultan Abdulhamid han'ın oğlu Şehzade Mehmet Abid'dir. Bu olay büyük planın bir parçasıydı. Kaçırılan şehzade Bursa'da saklanacak ve onun soyundan gelenler tekrar yönetimi ele alacaktı. Bu yüz yıllık uzun bir plandı. Planın devamını Sultan Vahideddin sürüldüğü İtalya'da yapacak ve Türkiye'de özel bir ekip kuracaktı. Bu ekip, yüz yıl sonrasına ulaşacak büyük sırrın açığa çıkmaması için kendi içinde bir sır saklayacaktı.

2020 yılında detaylar ortaya çıktıkça halk ikiye bölünür. Muhafazakar kesim sevinç naraları atarken, laik kesim Atatürk'ün kurduğu devletin yıkılamayacağını bunu savunmak için ellerinden geleni yapacağını söyler.

2023'de beklenen sultan gelecek mi? Mevcut Cumhurbaşkanı ve Başbakanın, muhalefet'in tepkisi ne olacak? Türk Silahları Kuvvetleri Padişah'a biat edecek mi? Yoksa devletin başında ki herkes yüz yıl önce kurulan sırrın bir parçası mıdır?
Tutti i diritti riservati
Iscriviti per aggiungere 2023 - Padişahın Dönüşü alla tua libreria e ricevere aggiornamenti
or
#20hanedan
Linee guida sui contenuti
Potrebbe anche piacerti
YARALASAR(Kitap Oldu) di Maral_Atmc6
55 parti In corso
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
Hacker di Son_anka
87 parti Completa
"Kahretsin! Bu nasıl bir sistem!?" Sinirle arkama yaslanıp ellerimle yüzümü avuçladım. Saatlerdir sisteme giriş yapmakla uğraşıyordum ama bir türlü giremiyordum. Sistemleri fazla kuvvetliydi. Hemde bir şirkete göre fazlasıyla kuvvetliydi. Bu daha çok şüphelenmeme neden oluyordu. Tam tekrar deneyeceğim sırada telefonum çaldı. Arayan Maske idi. Telefonu hızlıca açtım. "Ne buldun?" Ses değiştirme cihazını kullanıyordu. Bu yüzdende sesi çok cızırtılıydı. "Daha giriş yapamadım." Yürek yedim belki de ama doğruyu söylemiştim. "Şafağa kadar kayda değer bir şey bulamazsan kendine kaçacak delik ara." "Efendim, sistemleri çok güçlü. Normalde bu kadar uzun sürmezdi. Lütfen, biraz daha süre verin." "Sana yeterince süre verdim." "Bir gün daha efendim. Lütfen." Telefondan cızırtılı sesler gelmişti. Sanırım nefes veriyordu. "Yarın şafağa kadar vaktin var." Bir şey dememi beklemeden telefonu suratıma kapatmıştı. Hızla tekrar işe koyuldum. Umarım yarın şafağa kadar kayda değer bir şey bulabilirim... (Bu kitabı okuyan/okuyacak olanlar size başta saçma gelse de sonradan ileriki bölümlerde ne olduğunu, neden olduğunu açıklıyorum! Çok saçma, bu ne ya, ne alaka, tarzında yorumlar yapmadan önce sabırla diğer bölümleri okumanızı rica ediyorum! Arada sırada yine de saçmalıklar olabilir, ki bu çok normal bir sürü kitapta var, onlar içinse şimdiden özür dilerim!) * 17/02/2023 Notu: Kitap düzenlenmiştir! *
Potrebbe anche piacerti
Slide 1 of 10
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
Kelebeğin Ömrü Kısalıyor  cover
Mafya'ya Mahkum +18  (BxB) cover
Hacker cover
MAHKUM cover
Cehenneminden Alacaklıyım +18 cover
HAYATTA KALMA SANATI cover
ELIYS (+18) cover
MEZAR cover
DERTTEN GELEN AŞK  cover

YARALASAR(Kitap Oldu)

55 parti In corso

"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.