Gecenin kömür saçlarından koparırım yıldızları
Dingin bakışlarım eskimiş karanlığa güneş açar
Doğanın nefesi sevişgen imgelerimi sıyırır saçlarından
Parmak uçlarından girer kaleminden dökülürüm.
Gün olur kaleminden dökülen yağmur olurum şehrini yıkayan
Gün olur başak olurum gülüşünü beklerken steplerde salınan
Gün olur suyun masalını dinlerim dalgaların koynunda
Gün olur zaman olur an olur düşlerimizi kanatırım bir noktayla.
Zincirlerin kırılma sesleridir hasreti kanatan dizelerim,
İpeksi dokunuşların koynunda mutluluğa resim çizerim,
Bir düşünce ikliminin deryasında günü çağırır,
Günün Eşiğinde Gün/eşini getiririm.
Gün olur gözlerini alacağından korktuğun Denize bakamazsın
Gün olur zamanı akan doğayı ateşimiz de yakamazsın
Günün olur, gecen olur, suyun olur, kumun olurum
Senin için oyun mu, senden çok sen olur, sende kaybolurum.
14 Haziran 2008