Uzun turuncu saçları güneşi kıskandırır,"bende bir şey miyim?" dedirtir adeta.
Mavi gözleri buluttan hallice hani,denizle karışık gökyüzü sanki.Gülüşüne ömür feda.
Daha sorsan 18 yaşında,ama ruhu büyük onun,düşünceleri büyük.Evet belki kimsesiz,belki yalnız
ama ruhu kalabalık onun,düşünceleri kalabalık.Liseyi zar zor bitirdi,ve bir çok kez ölmeyi istedi.
Bunu anlamak zor değildi,kolundaki çizikleri görmek yeterdi.Tecavüz vakasını saymıyorum bile,bu onu
bitirdi.Şimdi küçücük bedeni kocaman yüreğiyle hayata tutunma çabasında.Adına gelince onun adı Beste...
Tozlanmış bir elmasa benzer beste,yeniden parlaması için sadece temizlenmesi gerekir...
Taylan...Kahverengi gözleri sanki toprak gibi,insana nereden geldiğini hatırlatıyor.
Bir kış mevsiminde sobanın ucunda ellerini ısıtmak gibi ona bakmak,sıcacık bakışları...
Zekası,bilgisi akıllara zarar.Bir evin tek çocuğu o,25 yaşındaki göz bebeği.Sevmeyi babasından,sevilmeyi annesinden öğrendi.
Beste'yi de öyle sevdi.Masum,birazda korkarak ama canı gönülden...Belki bir süper kahraman değildi,ya da bir melek...
Ama onu kurtarmıştı...yetmez miydi?
Beyaz en çok siyahta belli olmaz mıydı? Öyle geldi karanlık hayatıma,etrafına ışık saça saça...