GÖLGE
  • Membaca 209
  • Suara 24
  • Bagian 2
  • Membaca 209
  • Suara 24
  • Bagian 2
Sedang dalam proses, Awal publikasi Jun 07, 2015
Küçükken gölgemiz bizi takip eder sanırdık, sanki biz nereye gidersek peşimizden gelir gibi hissederdik. Sanki bizi dünyadaki kötülüklere karşı koruyacak gibi hissederdik. Bizi hiç bırakmayacak gibi hissederdik.
Sonra öğrendik ki gölgemiz aslında biziz.
Ben gölgemin aslında beni korumakla yükümlü bir savaşçı olmadığını öğrendiğimde kendimi savunmasız hissetmiştim. Küçüktüm. Günlerce yorganın altında sessizce ağlamıştım. Yalnız olduğumu düşündüğüm için ağlamıştım.  Gölgeme güvenip ağaca ilk tırmandığım zaman yalnız olduğum için ağlamıştım. Gölgemin beni koruyacağını bildiğim için saçımı çeken çocuğun bacağına tekme attığım için atmıştım. Nitekim gölgem beni her zaman korudu. Tırmandığım ağaçtan düştüğümde yanıma koştu ve kanayan dizimden minik taşları ayıkladı. Saçımı çeken çocuğa attığım tekmemde yanımdaydı hatta o da bir tekme atmıştı. Sonra anladım ki benim gölgem çok farklıydı. Benim gölgem hayatımın her anında yanımda yanımda olan, korktuğumda sığındığım, üzüldüğümde teselli bulduğum, başım dertteyken kurtarıcım olan bir oğlan çocuğuydu. Benimle birlikte o da büyüyordu. Belki o da okula gidiyor, okul çıkışı bir yerde çalışıyordu. Ama beni hiçbir zaman bırakmıyor her ihtiyacım olduğumda yanımda oluyordu.
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan GÖLGE ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
atau
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
YAMALI SEVDA  oleh Betulokssuz
33 Bagian Sedang dalam proses
Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.
GECENİN İZİ oleh hisssizyazar
46 Bagian Sedang dalam proses
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
portakal reçeli 🍊 (Düzenlenecek) cover
GÜNCE | Gerçek Ailem cover
GÖNÜL KİRASI  cover
YAMALI SEVDA  cover
Enkaz Altından Çağrı (B×B) cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
BIÇAK SIRTI - BXB - GAY cover
GECENİN İZİ cover
S.A.Y.E. cover
Mafya'nın ki cover

portakal reçeli 🍊 (Düzenlenecek)

29 Bagian Sedang dalam proses

öğle vaktinin en kavurucu olduğu zaman dünyaya gelmişti küçük kız bebek yine aynı zaman ve günde terk edildi bir yetimhane köşelerine atıldı hor görüldü ağladı sesini duyan olmadı düştü kaldıran olmadı saçını okşayan bir el olmadı minicik başıyla hayata tutundu herşeye rağmen bir ailesi olsun istedi peki buldumu o aileyi ya ilerde öz ailesi ortaya çıkarsa doğduğundan beri görmediği annesini görürse? hadi gelin hep beraber Selvinin hayatına göz atalım ❤️❤️❤️