"Cinsiyeti ?" diye merak ettiği soruyu soruduğunda genç kız bakışlarını ayırarak kısa bir süre karının da gezindirdi.
"Belli değil. Doktorun dediğine göre kendini saklamakta oldukça becerikliymiş" diyerek karnını sağ eliyle tutarak gayri ihtiyari bir şekilde okşadı. Şimdiden bebeğini o kadar çok seviyordu ki.
"Annesine çekmiş desene o zaman" diyerek oturduğu koltuktan kalktı ve genç kadına doğru birkaç adım attı genç adam.
Onu özlemişti. Tenini, kokusunu, bakışlarını... Bir kere daha onu karşısında görünce bundan emin olmuştu. Ve şimdi ona tek olmadığını üstüne birde karnında ikisine ait bir can taşıdığını söylüyordu. Ne hissetmesi ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
Genç kadını omuzlarından tutup sarsmak, hesap sormak istiyordu "Neden gittin? Neden beni bıraktın?" sonra aklına karnında ikisine ait bir varlığın olduğu geliyor bu seferde heyecanlanıyor bu mucize hakkında öğrenebildiği kadar şeyi öğrenmek, sorabildiği kadar soru sormak istiyordu.
"Bu sefer" diyerek genç kadının yanında ki boşluğa otururken sözlerine devam etti genç adam. Sesi kendinden oldukça emin, itiraz kabul etmeyecek kadar hiddetli ve genç kadının daha önce hiç duymadığı kadar sertti. Bir ürperti yayıldı genç kadının bedenine sırtından başlayarak ensesine tırmanan.
"Bana ait hiçbir şeyi alıp gidemeyeceksin" sol eliyle genç kadının yüzünü kavrayıp kendisine iyice yakınlaştırdı. Artık gözlerinin odağında sadece kadının iri ela gözleri vardı.
"Artık izin vermem"
Gerçek ailem kurgusu!!!
Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız kaldığı ailede travmalar bırakmıştır ve asla sevilmez. Ana karakter kız da bu önyargıları kırmak için çabalar.
Şimdi hikayeyi biraz tersine çevirsek? Kötü sandığımız o kızın gerçek ailesini bulmasını okusak?
Simay Naz Akgül sandığınız o kötü kız. Bu da onun hikayesi.
🤍
"Yaptığın son şey seni bizden kopardı. Her şeyinle seni kabul etmeye çalıştım ama olmadı! Durmadın, her seferinde daha fazla canımızı yaktın!" diye bağırdı annem. Gerçi artık annem değildi değil mi?
"Ben kısasa kısas yaptım hep! Çocukların bana nasıl geldiyse onlara öyle gittim!" Anlamıyordu. Onların yaptıklarına karşı üç maymunu oynuyorlardı.
"Bu yüzden öz kardeşimizi istiyoruz!" Daha fazla izleyici kalmak istemeyen Çınar annemle arama girdiğinde bakışlarım onu buldu. Öz aileme beni kötülemişti değil mi? Bu yüzden rahattı. "Eşyalarını aldın, defol artık evimizden!"
🤍
"Alışkın olmayabilirsin ancak zamanla alışacaksın." dedi arabayı durdurduğunda. Hemen önünde durduğumuz sarı renkli duvarlara sahip evi gösterdi. "Evine hoş geldin kızım."
"Kızım diyorsunuz," dedim evden gözlerimi çekmeden. Ona benim hakkımda hiçbir şey anlatmamışlar mıydı? Nasıl bu kadar içten ve samimiydi bana karşı?
"Başka ne diyeceğim?" dedi şaşkınlıkla. "Kızımsın sen benim."
"Benim hakkımda size anlattıkları şeyleri biliyorum," bakışlarım ona döndüğünde göz göze geldik. "Bana nasıl güveniyorsunuz?"
"Güvenmiyorum." dedi açıkça. "Ancak güvenmek istiyorum. Bu yüzden söylenen her şeye kulak tıkadım ve seni buraya getirdim."