soğuk bi haziran akşamı ne bu soğuk bu aksama yakışıyor ne de bu yaz bu soğuk aksama sanırsın omrumun son baharı haziran şaşırmış olmuş ekim kefaller bile yok daha ortalarda deniz ısınmadı dedi nuri abi derinlere atılır oltalar, hep büyük umutlara nuri abinin umudu birkaç kefal tutmak benim derdim oltada yem olmamak elbet güneş yakacak bedenini ısınacaksın ve unutacaksın ne haziranın soğuğu kalacak ne ocakta ki pastırma yazı aklında hep bugün olacak, geçmiş hep geçecek !