Ellerim titriyordu sanki biri beni boğuyor gibi hissediyordum.Pencere pervazında destek alıp ayakta kalmaya çalıştım.Ama ayaklarım beni taşıyamayacak bir hale gelmişlerdi.Dizlerimin üzerine çöküp başımı iki elimin arasına aldım.Kesinlikle bu duygu tarif edilemez bir şeydi.Ciğerlerime hava gitmiyor gibiydi boğazımda bir yumru vardı.Ve ne kadar yutkunursam yutkunayım gitmiyordu oradan.Saçlarımı yolmak istercesine çekmeye başladım ve tişörtümde hissettiğim ıslaklıkla ağladığımın daha yeni farkına varıyordum.Beynimdeki uğultular git gide artmaya başlamıştı.Lanet olsun.Bu hastalık nasıl bir şeydi kısa sürede bir virüs gibi tüm vücuduma yayılıyordu ve bütün fonksiyonlarımı kaybediyordum.Gözlerimdeki yaşlar sicim gibi akmaya devam ederken arasına artık hıçkırıklarım da karışmıştı. Diğer yarısını arar,kırık ruhlar.Bulduğunda ise kendine uygun hale getirmek için onunla oynar.