O gece sabaha kadar uyumadım, hayatımda ilk defa güneşin doğuşunu, erken bir sabahı gördüm. Ve daha sonraları ne böyle bir gece, nede böyle bir sabah göremedim. ''Beni sevdigini niçin söylemiyor acaba ? Her şey bu kadar tatlı şekilde olup bitmişken, niçin bir takım zorluklar çıkarıyor. Belki bir daha dönmeyecek olan altın zamanını neden kaybediyor ? bırak, ''Seviyorum!'' desin, bunu kelimelerle söylesin, elimi eline alsın, başını eğerek beni sevdiğini söylesin. Olsun yüzü kızarsın ve karşımda gözlerini yere indirsin; ben ona her şeyi, her şeyi söyleyeceğim. Belki bir şey söylemem de, onu kucaklarım, boynuna sarılırım,ağlarım diye düşünüyordum. Fakat birden aklım başıma geldi. ''UZAK DURMALISIN''
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı.
Babası ve abisi tarafından ayak bağı gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri gidemezdi. Ama günün birinde, celladı olan kişi ona hayatının aslını gösterdi, bir intikam uğruna ailesinden koparıldığını söyledi.
Seneleri acıyla geçen Melis, kendini yepyeni bir sayfa açmış halde buldu ama hiçbir şey beklediği gibi değildi. Olamazdı. Çünkü onun sevilmeyecek çok yanı vardı.
"Koskoca evinize bir beni sığdıramazdınız. Madem sığdıramayacaktınız, o zaman beni o cehennemden neden kurtardınız?"