Kitabını bıraktı ve başını yastığa gömdü. Artık uyanmak istemeyeceği, güzel bir rüyadaydı.
《Acınacak durumdayım. Dükün gözlerinin içine baktım doğrudan. Kolunu tutan elimi daha sıkı sardım gitmesin diye. "Lütfen beni bırakmayın." Deniz mavisi gözleriyle bana baktı ve göz bebeklerinde acıma duygusu belirdi. "Kimsin sen?" Durdum ve düşündüm. Kim olduğumu söyleyemezdim. "Merhaba. Ben Safir Bozoğlu. Gelecekten geldim." diyemezdim değil mi? O zaman kimdim? "Fakir bir fırıncının kızıydım. Annem ve babam öldü. Sokakta kaldım. Lütfen yardım edin." Dük, bir anlık gözlerimin içine baktı ve yanındaki adamlara döndü. "Alın kızı."》
Yakışıklı, hatta sadece kitaplarda okuyabileceğiniz kadar, bir dük.
Ailesinin üzerindeki yüzlerce yıllık lanet yüzünden kitaplarda okuyarak özendiği geçmişte sıkışan bir kız.
Bu ikilinin hikayesi bir göz atılacak türden...