Bu hayattaki en zor iş yaşamak!
Nereden düştük bu saçma oyuna hiç bilmiyorum. Tek bildiğim bir gün bitecek. Daha önce de dediğim gibi “Öleceğimiz gün için yaşıyoruz”. Her gün ölüyoruz aslında ama farkında değiliz.
Sanki labirentteyiz...
deli gibi dolaşıyoruz ama bir türlü doğru yolu bulamıyoruz. Karmaşık, çetrefilli, çıkmaz yola saptığımız, kısa ama uzun görünümlü hayatlarımız.. Küçük yaşta hayattan soğumamıza sebep olan ortam ve insanlar.. Aslında labirentte kaybolmamıza sebep olan da Onlar! Ortam ve İnsanlar!
Doğruyu yanlış görmemize neden olan, sorun yokken sorun yaratan, hayatı zorlaştıran insanlar...
Peşimizi bırakmayan karanlık gölgeler..
Hayallerimizdeki dünyayı bile yaşayamıyoruz.. İnsanlardan uzaklaşmaya çalışsak bile kurtulamıyoruz. Ne geçmişten, ne şu andan, ne de gelecekten.. Geleceğe gitmek isterken geçmişe, geçmişe bakarak daha da geçmişe, şu ana baktığımızda ise sıkışıp kalıyoruz..
Geçmişi unutmadıkça arkamda kapkaranlık bir gölge beni takip ediyor. Geçmiş geçmişte kalsa bile senin için, insanlar mutlaka onları samanlıkta iğne ararmış gibi büyük bir özenle bulup önüne koyuyorlar..
İçinde bulunduğum zamanın saçmalıklarına ayak uyduramadığım için kızmayın bana... Ne bana bulaşın ne de benimle uğraşın! Dışarıdan insan gibi görünen ama daha iyi tanıyınca insan diyemeyeceğim, geri kafalı insanlar..
Neredeyiz, ne zaman, nerde, kiminle? Hayat her saniye geçerken biz neler düşünüyoruz şu kısacık Dünya’da..Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang