"Ömür" adı verilen bu zorlu yolculuğa çıkarken acaba valize neler koyduk ? Ben söyleyeyim mi; Aslında bizim yükümüz çoktan hazırlanmıştı.Bize düşen tek görev; Onu omuzlayıp yola koyulmaktı..
Peki, hesaba katılmayan bir şey yok mu sence ?
Acaba bu valizdeki yükler, omuzlarımızın kaldırabileceği türden mi ? Yoksa, bu yolun "Bahar" çağında düşebilecek bir çığ kadar zedeleyici mi ? Halbuki Tuna, yükünü kendi belirleseydi, Acı ama Gerçek olanı mı ? Tatlı ama Sahte olanı mı seçerdi ?
Dört Duvar Arasında Bulamadıklarını, İki Kapak Arasında Bulmayı Arzuluyorsan; "AKIL-CA" Kılavuzun Olmaya Hazır !!!
★★★
DİKKAT!
+18 detaylar, uygunsuz sözler, küfürler, argolar ve rahatsız edici detaylar bulundurur. Rahatsız olacaklar okumasın.
★★★
' Yaklaşık bi on dakikanın ardına doğruldu ve dakikalar önce ateşin içine koyduğu kılıcı çıkarttı alevlerin içinden. Yarısına kadar kızıla bulanmış çelik kılıçtan dumanlar çıkıyordu. Bir an göz göze geldik. "Ne yapacaksın bana?"
"Ölmemeni sağlayacağım." Eliyle beni kendine çekti. Neredeyse dip dibeydik.
"Neden! Ne saçma! Siz esirlerinize böyle mi yapıyorsunuz? Önce yaralayıp ölüm eşiğine getirip sonra iyileştiriyor musunuz?" İsyan ederken aynı zamanda bu durumdan da memnundum ne yalan söyleyim. Eğer kaçmaya çalışacaksam en azından hiç yoksa tedavi edilmiş olmalıydım.
"O, göğsündeki lekeyi görmeden önceydi." Dedi ve güzel yüzünden bekledik bir çapkınlıkla güldü. Doğum lekemden bahsediyor olmalıydı. '