Bir varmış bir yokmuş, Allah`ın kulu çokmuş. Bizim keloğlan keleş oğlan her işi beleş oğlan bir gün yola çıkmış, yürümüş, yürümüş taaaa uzaklardan bir ses duyduğunu sanmış, etrafı şöyle bir dinlemiş önce ama bu sefer hiç ses duyulmuyormuş… Birkaç adım daha atmış,sonra tekrar durmuş, birkaç adım daha atmış, yine etrafı dinlemiş.
Keloğlan iki adım atıyor, sonra etrafı dinliyormuş bir ara `güüm` diye bir ses duymuş, korkudan yüreği hop hop atmaya başlamış. O gün akşama kadar bu sesleri gürültüleri kovalamış durmuş. Ama hiçbir sonuca ulaşamamış. Duyduğunu sandığı bir şeyler varmış ama istediği zaman onları duyamıyormuş. Bizim Keloğlan akşam yatmış, sabaha kadar tavana dikmiş gözlerini, kulaklarını iyice açıp etrafı dinlemiş durmuş. Sabah namazına kalkan annesi keloğlan`ının yanına gelip
-Ne diktin gözlerini tavana, kel oğlum keleş oğlum ? diye sormuş.
Kel oğlan sessizce bakınıp, `anacığım bir ses duydun mu ? diye sormuş. Kadıncağız şöyle bir etrafı dinlemiş, hiçbir ses duyamamış
-