Dünya da en güzel, bir o kadar da tehlikeli olan aşk. Herkesin ruh ikizini beklediği, düşlediği yaşamlar. Bazen de aşka inanmayanlar. Evet, birçok aşk yaşarız ama ruh ikizlerimizi bulduğumuz da daha öncekilerin aksine, deneyimli nenin dışında sonsuz aşkı buluruz. Ruh ikizleri tanıdıkları duygudan çok daha öte ve farklı bir sevgi ile bağlıdırlar. Birbirlerini bulmayı, ait olmayı ve ben kavramı yerine ‘biz’ kavramının oluşmasını yaşarlar. Onlar koşulsuz, çıkarsız sevgiyi birbirlerine bahşederler. Zıt kutuplar birbirini çeker teorisini çürütmeye adım atmış iki âşık. Aynı olmalarına rağmen birbirlerine çekilen, Denizci Düğümü kadar sağlam bir düğümle düğümlenmiş iki kişi. Onlar özel bir bağ ile birbirlerine bağlıdırlar. Hissettikleri ve kalbi özel bir bağlantı kuran ruh ikizleri. Ruh ikiziniz her an herkes olabilir.
Belki de yanınızdan geçen o tatlı çocuktur, kim bilebilir ki?
Peki, hiçbir sorun yokken hiç başka birinin hissettiği kötü bir rahatsızlığı hissettiniz mi?
O gizli bağlarınız olan kişi ile birbirinize çekildiniz mi?
Siz ruh ikizlerine ve gerçek aşka inanıyor musunuz?
Buna benzer birçok soru olsa da cevaplaya bilen, onlar gibi ruh ikizini bulan çok nadir kişiler var. Tabi ruh ikizleri ne kadar birbirlerine çekilseler de aşkın huyu, önlerine birçok engel çıkarıyor. Bunları atlatacak kadar sağlam, her şeye göğüs gerecek kadar çok seven birileri var mı? Hadi birbirleri için atan iki kalbin sesini takip edin ve birlikte görelim.
Yayımlanma tarihi; 23.06.2015
Yayımlanma saati; 23:23
Bir mahalle. İki kadın. Ve yavaş yavaş içeri sızan yepyeni bir hayat...
Hüma ve Miray, geride bıraktıkları onca karmaşadan sonra küçük bir mahalleye taşınırlar. Yenimahalle; sokaklarında çocuk kahkahaları, balkonlarında çiçekler, pencerelerinden umutlar süzülen bir yerdir.
Burada, tozlu raflardan silinmiş bir hayalin peşindedirler: Bir pastane. Küçük bir dükkan, büyük bir başlangıç.
Ama bazen hayat, tam da en sessiz anlarda başlar. Fırın kokularının arasına anılar karışır, mahalleye sinmiş sesler kalbin içine işler. Camdan içeri yalnızca güneş sızmaz; geçmişin gölgeleri, geleceğin ihtimalleri ve belki... bir çift göz de o camın ardında bekler.
Bu, acele etmeden anlatılan bir hikâye.
Yavaş yavaş.
Tıpkı mutluluk gibi...