Umut ve intikam.
İntikam için mi umudum vardı, umut için intikam mı almalıydım?
Bu soruya çözüm bulursam, belki de yaşamak için bir nedenim olabilirdi. Ama bu soruya cevap aramaya çalışmak, dipsiz kör kuyumda ışık arama çalışmalarımdan farksızdı.
Uzun zaman önce alınmış, bir süre oynanmış ve sonra da bir kenara atılmış cansız bir oyuncaktım. Şimdi de, ruh aramaya, kendine yeni bir çocuk bulmaya adamıştım kendimi. Yeni oyun arkadaşımı bulunca ne olacaktı? Her zaman en iyi dost mu olacaktık yoksa o da mı beni unutacaktı?
Belki de hiçbir zaman eski oyun arkadaşım için de var olmamıştım.
Ama girdiğim bu savaş için uzun zamandır hazırdım. Silahlarım ve karşı tarafı yenmek için kurduğum planlarım çoktandır vardı.
İntikam zamanı gelmişti.