Saat gecenin bilmem kaçıydı. Başka bir yerde olsak duvar dibinden yürümeye cesaretimiz bile olmazdı ama bizim mahalleydi burası işte. Rıfat Abi'nin pencere kenarına kurduğu çilingir sofrasının dört sandalyesinden birinde oturuyordum. Parmaklarımın arasında duran sigaradan son bir nefes çekmeyi düşünüyordum ve o son nefesin dudaklarımı yakacağından da adım gibi emindim. Benim hikayem hep buydu aslında; "bile bile ateşe yürümek." Kafamın içindeki yargılanmayı kızlardan biri böldü. "Hadi be kızım, sabaha kadar bekleyemeyiz ya. Gözlerin kan çanağına dönmüş zaten, söndür şu sigarayı da konuş artık."All Rights Reserved
1 parte