Ne hava, ne su, ne de toprak. Onlar ateş, hayat ise baruttu. Birlikte olmalarının tek yolu, ölümdü.
Ünlü kalp cerrahı Can Ertem'in doğumunu herkesten gizlediği biricik kızı Mısra Ertem, farklı bir kimlikle yaşamaya alışmıştı. Herkes onu Helya Aykar olarak tanıyordu. Saf ama tehlikeli bir kızdı o. Hayatı boyunca rol yapmak zorunda kalmıştı ama bu diğerlerinden çok daha farklıydı. Abisi Buğra Ertem ile bir oyun oynamaya karar vermişti. Hayatının oyununu oynuyordu artık. Amacı ise, dengesiz, umarsız, korkutucu ama bir o kadar da yakışıklı bir adamı adaletin pençesine hapsetmekti.
Güzey Demirel, intikamın kılıfına pençelerini geçirirken, Mısra'ya ne kadar karşı gelebilecekti?
Mısra bu oyunu yönettiğini sanıyordu, oyunun aleyhine işlediğini bilmeden.
Bu oyunda tek bir kural vardı; Yalan söyle ve hayatta kal.
"Ve o adam, şimdi benim gün batımına dem vuran Ay'ım oldu bu gece.
O ay, ışığını serdi karanlık göklere
Bilmiyordu ki ihtiyacı olan güneşiydi bu ızdırap verici hengamede."
〰️
"Bir insanın ruhuna doğruluk ekmek, kör doğmuş birine görme gücünü vermek kadar olanak dışı bir şeydir." demiş Platon, benim ruhum yalanlarla doluyken, diktiğim doğruluk kumaşının arkasında yatanlar çok farklıyken.
-Kitaptaki karakterler, diyaloglar ve olay örgüsü tamamen bana aittir. Çalınması dahilinde yasal işlem başlatacağım.-
22.07.2019
Kapak Tasarımı: Freya Design
Asenanın hayatı:
asena henüz 10 yaşındayken babası annesini acımasızca döve döve öldürüp dereye atmasıyla başlamıştır ve 13 yaşına kadar acımasızca şiddet görmüştür ve annesinin cansız bedeni bulununca babası ceza evine alınmış kendisi de yetim haneye bırakılmıştır babasını almaya gelen asker lere hayran kalmış ve hayallerinin peşinden koşup başarılı bir yüz başı olmuştur