Birbirinden ayrı iki nokta,
Birbirinden ayrı iki hayat
Ve birbirinden ayrı iki insan,
Onların hikayesi normal hikayeler gibi değil,
Kötü bir erkeğin ve iyi bir kızın hikayesi değil,
Onların hikayesi mutlu son ile biten hikayelerden değil,
Asla bitmeyen hikayelerden.
İyi ya da kötü bir sonu olup olmadığı bilinmeyen hikayelerden.
Onların hikayesi dipsiz bir kuyu gibi karanlık olan hikayelerden.
Onlarınki;
Ailesinin baskısı altında büyüyüp, yaşadığı korkutucu olay yüzünden eski hayatının altındaki masum ve iyi kişiyi öldüren bir erkeğin,
Arkadaşları tarafından ihanete uğrayan, umudunu kaybetmiş, özlem dolu, herşeye rağmen gülümsemeye çalışan ve bunda başarılı olan bir kızın hikayesi,
Karanlığın hikayesi,
Cansu ve Kıvanç'ın hikayesi,
Tesadüfen tanışmalarının ardından kıvılcımlanan bir aşkın hikayesi...
Ve herşey Cansu'nun arkadaşlarına sorduğu soruyla başladı,
"Sizce sevmek mi? Sevilmek mi?"
Gerçek ailem kurgusu!!!
Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız kaldığı ailede travmalar bırakmıştır ve asla sevilmez. Ana karakter kız da bu önyargıları kırmak için çabalar.
Şimdi hikayeyi biraz tersine çevirsek? Kötü sandığımız o kızın gerçek ailesini bulmasını okusak?
Simay Naz Akgül sandığınız o kötü kız. Bu da onun hikayesi.
🤍
"Yaptığın son şey seni bizden kopardı. Her şeyinle seni kabul etmeye çalıştım ama olmadı! Durmadın, her seferinde daha fazla canımızı yaktın!" diye bağırdı annem. Gerçi artık annem değildi değil mi?
"Ben kısasa kısas yaptım hep! Çocukların bana nasıl geldiyse onlara öyle gittim!" Anlamıyordu. Onların yaptıklarına karşı üç maymunu oynuyorlardı.
"Bu yüzden öz kardeşimizi istiyoruz!" Daha fazla izleyici kalmak istemeyen Çınar annemle arama girdiğinde bakışlarım onu buldu. Öz aileme beni kötülemişti değil mi? Bu yüzden rahattı. "Eşyalarını aldın, defol artık evimizden!"
🤍
"Alışkın olmayabilirsin ancak zamanla alışacaksın." dedi arabayı durdurduğunda. Hemen önünde durduğumuz sarı renkli duvarlara sahip evi gösterdi. "Evine hoş geldin kızım."
"Kızım diyorsunuz," dedim evden gözlerimi çekmeden. Ona benim hakkımda hiçbir şey anlatmamışlar mıydı? Nasıl bu kadar içten ve samimiydi bana karşı?
"Başka ne diyeceğim?" dedi şaşkınlıkla. "Kızımsın sen benim."
"Benim hakkımda size anlattıkları şeyleri biliyorum," bakışlarım ona döndüğünde göz göze geldik. "Bana nasıl güveniyorsunuz?"
"Güvenmiyorum." dedi açıkça. "Ancak güvenmek istiyorum. Bu yüzden söylenen her şeye kulak tıkadım ve seni buraya getirdim."