En kötüsü de, öldürmeyen acılardır... Saat sabahın 10:00'nu idi, sıçrayarak bulunmuş olduğum yatağımdan kalktım. Saçlarım dağınık bir vaziyetteydi. Elimle yüzüme bir kaç su çarpıştırdıktan sonra aynanın karşısına geçtim. Alt kattan annem; " Buğu! uyan artık. " diye çıkışıyordu. " Uyandım! " dedim, boğazımı yırtarcasına. Üzerime serin tutacak, çiçekli böcekli elbisemi geçirdim. Saçımı topuz yapıp aşağıya indim. Annem; " Bu halde mi dışarı geleceksin? " dedi, birde dışarı mı çıkacaktık? " Ne varmış halimde? " dedim kızgınca. Daha fazla oyalanmamak adına arabaya binişimizi sergiledik. Kaza yapmamız bir kaç dakikamızı almamıştı, tek yönlü şeride giren babam sayesinde iki yüz gündür ailesizdim...All Rights Reserved
1 part