Kadının gözlerinden ızdırabın lekeleri vardı.
Kırılmışlığın harelerinde taşıdığı izler ölüm kokan nefeslerde saklıydı.
Göz bebeğinin derin siyah çukurunda geçmişin yıkıntısı ve acının dokunmaya bile gelemediği gizli küller de ev sahipliği yapmıştı.
Acının görünmek istemediği gözün içinde çok acılar birikmiş, ateş ve suyu birbirine katmıştı.
Fanusu kırılmış bir balığın kaç saatlik ya da kaç dakikalık ömrü vardırki, kadın çok bitkin ve çaresizdi.
Aslında her şey ona geçmişin silinmeyen ve gizli kalan hayatıyla oynanan yalanın doğrunun üzerine örtüldüğü bir oyunundan ibaretti oyun tehlikeliydi.
Oyun o kadar karanlıktı ki, kadına tüm hücrelerinden fısıldıyordu.
Gözünde taşıdığı kızıllığın, aslında içinde koca bir yangının sonu olmayan bir başlangıç olduğunu ve o yangının asla susmayıp daima acılarını sakladığı gözlerinde oyuk bir yara iznin olduğunu biliyordu.
Bu hikaye, maviyle beyazın, siyah ile gri veya mavinin hikayesi değildi bu hikaye kapana kısılan ümitsizliğin hikayesiydi.
Varsın herkes mutlu sonlar ile birbirini kandırsın gerçek hep ortada olduğu üzere yarınlar hiçbir zaman mutlu son ile bitmez.
Şafak renginin kırmızı şarabı ile buluşmak üzere.. .
}~{ Özgür Kuşlar }~{
~{ Tüm hakları saklıdır ~}
Kopyalanamaz veya hiçbir yerde paylaşılamaz aksi takdirde yasal işlemler başlatılacaktır.
14.04.2016 tarihinden beri yazılmaya başlamıştır.
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024