Gerçekliğin ne olduğunu ayırt edemeyen bir adam Aras, Mesleğine yeni başlayacak olan bir pikolog Nil, Bu iki insanın yollarının kesişmesi ve gerçekliğe beraber arayışlarının, aşka karşı açtıkları savaşı karşılıklı kaybedişlerinin hikayesi... -Kesit- "Sen de farkına vardın hüzünlü olduğum bir an yok. Hep yüreğimde, içimde taşıdığım bir hüzün var. Tüm benliğimi istila eden bir acı ve hüzün yumağı. Bunu anladın, fark ettin. Sen söyle bakalım, beni bu hale ne getirmiş olabilir" sesizce onu izliyordum, ne kadar tükendiğini görebiliyordum. Bir insanın nasıl olur da bu kadar acı çekebileceğini ve bile isteye bunu öfkeyle nasıl beslediğine bakıyordum. Bir acının ve hüznün 2 yıl hiç azalmadan, artarak nasıl büyüdüğünü izliyordum. Sessizce, nefes almadan ve hayretle. "Söyle" diye bağırdı birden. İlkilmiştim gözlerimi ona diktim. Cevabımı bekliyordu. "Şey.. "boğazımı temizledim. Diyeceklerimi taparlamaya çalıştım. "Kaybın var. Senin kendini kaybetmene sebeb olabilecek kadar ağır bir kayıp"acı bir şekilde gülmüştü. Soğuk bir sesle "Yanıldın bayan çok bilmiş" şaşırmıştım. Çok az yanılırdım aslında karşımdaki analiz etmek için bakıyorsam tahminim genelde doğru olurdu. Aras bana iyice yaklaşmış gözlerini gözlerime dikmişti. Her kelimenin üstüne basarak konuşmuştu. "Kayıp değil, kayıplar. Normal ölümler değil cinayetler."