"Beril, Emir nerede yavrum?" Hayır yanlış düşündünüz arkamdan annem falan gelip söylemedi bunu. Ben söyledim.
"Bilmiyorum ben de yeni geldim aslında ama ortalıkta yok."
Emir'i aramak için telefonumu çıkardım ama kilit ekranında 16 cevapsız arama görünce şaşırdım.
"Hayır yani ben bunu henüz bulamadığım sevgilimden bekliyordum!" dediğimde arkamda birileri kıkırdadı. Harika! Rezil olmuştum!
"Selin?" dedi arkamdaki ses ve arkama döndüğümde gülmemek için dudaklarını birbirine bastıran bir Ege gördüm.
"Şey, Ege?" Ege bizim okulun yere bakan yürek yakan çocuğuydu. Çok klişe ama her okulda bir tane olduğu gibi bizim okulda da vardı; o da Ege'ydi. Tamam çocuk çok yakışıklı, uzaktan uzağa beğeniyorum ama öncelikle; imkansız ve ondan hoşlanmıyorum.
"Emir ya, Emir aramış da;16 kez. Ona diyordum." Bunu neden sana söylüyorum bilmiyorum demek de istiyordum ama onu söylemedim.
Sonunda başını telefonundan kaldırdığında gözüme çarpan çocuk nedense alayla bakıyordu.
Ege "Hm doğru ya, sizi tanıştırmadım. Bu Bora. Benim Antalya'dan İstanbul'a taşınan kuzenim. Bu arada, bu sene biz de geliyoruz." dedi ve olayı açıklığına kavuşturdu.
İçimden her ne kadar 'Yok canım buradasınız çünkü bizim arkamızdan su dökmeye geldiniz.' demek istesem de "Hm tamam." dedim. Allah cezanı vermesin Selin. 'Hm tamam.' ne lan?
Sonra da "Selin ben." diye ekledim.