O kadar çok ki içimize sinmiş birbirinden ayrı ayrı güzellik ve kokular; Kimi sümbüle meşkle, kimi bülbüle aşkla bakar. Kimi menekşede renklerini bulur, kimi kırlangıçta ruhunu özgürleştirir. Belli bir yaştakiler var ki akasya altında gençliğini düşünür, kimileri de var ki sevdiğini bir bankta ölümsüzleştirir.
İşte böyle bir yolculukla Beyaz Tomurcukla, aşkla, sevgiyle, umutla en mühimi özlemle aradığın tüm her şeyin dizeler yolculuğunun başlangıç noktasıdır.
Günü geldiğinde herkesin çiçekler gibi gönülleri de açacak şüphesiz, kuşların gökyüzünde çırptığı kanatlar gibi umutlara da kanat çırpılacak, Beyaz Tomurcuk kadar saf ve temiz bir kalbiniz olsun bu her güzelliğe yetecektir...
Bir yaman rüzgar gibi asildi gidişin,
Kış aylarında üşüyen kuşlar kavuğu gibiydi terk edilişim,
Avuçlarım deniz dibi, ulaşılamaz kadar serin ve derin,
Yüzüm hasat zamanı bekleyen başaklar gibi gergin,
Benden çok uzaklara nasıl ulaşabilir ki hasretim,
Döndürülemez mi bu sevda acaba dünyayı durdursam...
Ey naçiz toprak nedir bu sitemin?
Yaprağın düşüşü bahar küstüğünden mi,
Ya beslediğin ağaç gölgeliyorsa seni,
Kızdığın hayat verdiğin hayata döndüremediğinden mi...
Al gül güneşi kıskansa da,
Yinede rengini ondan alamayacak,
Yüzü hep ona dönmüş olsa da,
Hiçbir zaman sarı açmayacak...