Terk etmek.. 9 harf iki kelimeden oluşan bir sözcük dizisi mi sadece? Her insan terk edilmez mi zaten? 17 yaşındayken en sevdiği kişi tarafından terk edilen Hazal sorunlarıyla yüzleşmek yerine kaçarsa ve 5 sene sonra geri dönerse her şey eskisi gibi olabilir mi? Oluşan boşluğun yerini başka birisi doldurabilir mi? ****** " Peki hiç onu unutmayı denedin mi? Ya da unutmak istedin mi?" Unutmak... 7 harfli basit bir kelimeydi sadece. "Unutmayı denemedim ve unutmak istemiyorum. Sadece sürekli onu düşünmek istemiyorum. Her saniye aklımda olmasını istemiyorum. Gülerken aklıma o gelip de ağlamak istemiyorum. Ben onsuz hayata alışmak o yokken ki gibi olmak istiyorum ama olmuyor. Denedim. Çok denedim. Kaç defa yapamayınca intihar girişimlerinde bulundum. Ama her seferinde kurtuldum. Kendimi hayattan soyutlamışken seninle tanıştım. Belki bir umut beni kurtarırsın diye hayaller kurmaya çalıştım ama dış etkenler çok rahatsız ediyor." Elindeki kalemi bırakınca gülümsedi. " Peki ya dış etkenleri düşünmezsen Hazal? Anladığım kadarıyla senin sorunun sürekli eskileri hatırlaman." Mavi gözlerimi onun da aynı renk olan gözlerine diktim. " Onları nasıl düşünmeyeceğim? Şehir veya ülke fark etmez ki benim için. Bana saçlarımın rengi bile onu hatırlatıyor. Turuncu en sevdiği renkti biliyor musun? Çikolataya alerjisi vardı. Makyaj yapmamdan nefret ederdi. Kıskanmıyordu beni. Kahveyi iki şekerli içerdi. Hiç bir güç ona şekersiz kahve içiremezdi..." Ağlayarak konuşmamı Utku bölmüştü. "HAZAL YETER! " Beni omuzlarımdan tutup sarsarken göz yaşlarım hızlı bir şekilde akıyordu. "Neden bu kadar zorlanıyorum? Üzerinden beş sene geçmesine rağmen neden hala canım yanıyor benim?"