Koşuyordu.. Hale ailesinden kaçmak için arkasına bile bakmadan koşuyordu. Hoş arkasına bakacak vakti bile yoktu zaten.
Ana yola vardı. Karşıdan siyah bir arabaya eliyle dur işareti yaptı.
"Bana yardım et beni buradan kurtar. Lütfen."
Arabaya bindi. Aklındakilerle yaşayacakları arasında uçsuz bucaksız bir uçurum vardı. Yağız, Hale'ye tahmin edemeyeceği şeyler yaşatacaktı.
...
"Beni kurtardığın için teşekkür ederim ama burada kalamam."dememle yumruğunu sıktığını fark ettim. Hızla beni duvara yaslayarak beni iki kolunun arasına aldı.
"Bu kapıdan girmeyi göze aldıktan sonra çıkabileceğini mi sandın?"
...
Onun sinirlenmesi, kıskanması, sahiplenmesi, kurallar koyması bu kadar mı kendine yakışırdı? En çokta bu huyunu ve şu sözünü seviyordum:
"Beni sinirlendirir, kıskandırırsan bedelini bedeninle ödersin güzelim!"
****
Onun kurallarına, zevklerine ne ara bu kadar alışmıştım?
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."