Nur, çocukluğuna uzanan sisli bir yolda yürüdü uzun saatler. En büyük acıları yaşadığını düşündüğü her günü bir bir izledi şuan ki gözünden. En güzel zamanlarının, en masum hallerinin o zamanlar olduğunu düşündü çocukluk halini izlerken. Oyun oynuyordu arka avluda. Yanında kızlar da vardı ama sanki o başka bir şeylerle ilgileniyor gibiydi. Gözleri elinde tuttuğu bir şeyden ayrılmıyordu neredeyse. Sonra kaldırdı gözlerini ve ürpermesine neden olan bakışlarını ona çevirdi. Sadece bakışlarını çevirmemişti üstelik yaklaşıyordu ona. Hiç beklemediği bir anda kendisiyle yüz yüze gelmek içine dokundu Nur'un. Hayatın omuzlarına yüklediği tüm acıları oracıkta bırakıp onunla bir bütün olmak istedi tüm kalbiyle. Yeniden çocuk olmak ve bu sefer hiç büyümemek istedi. "Neden ağlıyorsun?" dedi Küçük Nur. O an fark etti yanağından süzülen yaşları. Önünde çömeldi ve uzanıp yanağını okşadı. "Yaralarım çok derin, kaldıramıyorum.". Küçük Nur yüzüne uzandı ve o an elindeki şeyi fark etti. Mendili... Yaşlarını sildi usulca. Ardından mendili uzattı ona. "Bu senin ve ona tutunursan acı kalmayacak.". Sonra uzaklaştı yanından. Nur elindeki mendile bakakaldı. "O buralara gelmemin nedeni, her şey onunla başladı. Ona tutunursam nasıl acım dinecek?". Küçük Nur arkasına döndü tekrar ve kocaman bir gülümseme belirdi dudaklarında. "Onu sana getirene sarıl. Şans ver ona. Acının kaynağını kurut ama kaçarak değil, elini uzat göreceksin."
***
"Şuan sana o geceyi hatırlatıyor bu mendil biliyorum. Ama benim için senden kalan en değerli şeylerden biriydi bunca zamandır. Şimdi tekrar sana döndü. Aynı yıllar önce olduğu gibi. Bende misafirliğini tamamladı ve senin oldu tekrar. Bu gün değil belki ama bir gün hatırlattığı şeyin yine ilk tanıştığımız gün olması için elimden geleni yapmaya razıyım ben. Sadece bir şans ver yet
Tutkun Serisi'nin 2. Kitabıdır ve farklı karakterlerin hikayesini anlatıyor.
Cayır cayır yanıyorduk ikimiz de.
Ellerim sapsarı saçlarına kaydı. Sonra ensesine, omuzlarına ve sırtına..
Okşadım. Yer yer teninde çizikler oluşturdum.
Boğazından yükselen hırıltılar kanımı daha da ateşledi. Onu istiyordum. Kendimi ona bastırdım. Bunun karşılığında o da kasıklarını bana yasladı ve hırıldadı. Elleri vücudumda dolaştığı her an biraz daha kendimi kaybediyordum. Her geçen saniye sertleştiği vakit onun da beni en az benim onu istediğim kadar çok istediğini anlıyordum. Dudakları çeneme oradan boynuma istikrarlı bir şekilde indi. Tenimde açtığı yaraları dudaklarıyla onarıp sardı. Dudaklarımı kulağına yaklaştırdım. "Asaf," deyip sertçe yutkundum. Ense köküne tırnaklarımı sapladım. "Seni istiyorum," diye fısıldadım.
Kalçalarımı kaldırarak ona sürtündüm. Karanlık bir inilti bıraktı. Boynumun ince derisine dudaklarını saplayıp amaçsızca emiyordu. Hafif tenimi dişleri arasında kıstırıp geri bıraktı. Sıcak nefesi yüzüme döküldüğü vakit gözlerimi güçlükle araladım. Laciverte dönmüş mavileri nefesimi kesti.
"Beni çok zorluyorsun Günçiçek!" deyip sertçe yutkundu. Elimi sakallarında gezdirdim. Gözlerini kapadı. Bu muhteşem görüntü karşısında dişlerimi alt dudağıma sapladım. Bir süre kusursuz yüzünü seyrettikten sonra dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Anında karşılık verdi. İkimiz de inleyerek birbirimize sokulduk.
Sen benim kalp ağrımdın. Acımdın. Sevdamdın adam. Ama ben acımı unutup yalnızca sevdama odaklandım.
Sen benim Acı Sevda'msın..
Yine dudakları nefes nefese benden koptu.
"Beni yakıyorsun lanet olsun!" diye yakardı adeta.
Başlama Tarihi:03.12.2019
Yeni Bitiş Tarihi: