"Hasta'nın yakını mısınız?" Mehmet doktorun sorduğu soruya hiç düşünmeden aklından geçen cevabı verdi. "Evet. Eşiyim. Karımın durumu nasıl?" doktor'un yüzü üzüldüğünü belirten bir hal alırken Mehmet'in kaşları çatılmıştı. "Çarpmanın etkisiyle eşinizin beynindeki kayıt bölgesi ciddi hasar almış" "Ne demek istiyorsunuz Doktor Bey?" "Organik Amnezik Sendromu yani beyin hasarına bağlı hafıza bozukluğu dediğimiz bir durum oluşmuş. Eşiniz uyandığında bir çoğu şeyi hatırlayamaya bilir" "Bir çoğu şeyi derken?" "Bunu uyandığında anlayabiliriz. Belki bir kaç yıl belki de bütün geçmişini unutmuştur. Ama başta da söylediğim gibi beyindeki hasar ciddi bir boyutta... Kendinizi her türlü duruma hazırlayın" doktor başka bir şey söylemeyip uzaklaştığında Mehmet derin bir nefes alarak elleriyle yüzünü sıvazladı. Adımlarını Meleğin kaldığı odaya doğru ilerletip camdan içeriye baktı. Genç kızın kan kaybından dolayı solgun bedeni mavi bir pikenin altında yatıyordu. Etrafında olan kablolar insana ölümü düşündürürken Mehmet'in aklında olan tek şey hafıza kaybı meselesiydi. Bir süre öylece orada durarak kıza bakmaya başladı. Aldığı kararın bencilce ve bir o kadarda tehlikeli olduğunu bilsede vazgeçmeye niyeti yoktu. Bu kızı hayatında istiyordu ve hayatında da olmasını sağlayacaktı. Sonuçları ne olursa olsun. .. Yalanlarla inşa edilen aşkın gerçeğe dönüşmesinin hikayesi... Bu sefer Aşk, yalanın misafiriydi.